Urfalı vekil İtalya'da konuştu: Türkiye otel değil

Şanlıurfa Milletvekili Doç. Dr. Halil Özşavlı, İtalya’nın başkenti Roma’da düzenlenen "Terörizmle Mücadele Özel Parlamenterler Komitesi Toplantısı"nda İtalyan Milletvekilleri ve Suriye Temsilcilerinin Türkiye’ye yönelik istila ve işgal suçlamalarına cevap verdi.

Akdeniz Parlamenterler Asamblesi'nin İtalya Temsilciler Meclisinde düzenlenen oturumunda Akdeniz’e kıyısı olan 150 ülkeden parlamenter katıldı. Terörizmle mücadelenin masaya yatırıldığı oturuma Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekatı etkisini gösterdi. Toplantıya katılan birçok parlamenter, iddiaya göre Türkiye’yi suçlayan ifadeler kullandı. Türkiye’yi temsilen toplantıya katılan Şanlıurfa Milletvekili ve Akdeniz-PA üyesi Doç.Dr. Halil Özşavlı Türkiye'ye yönelik yapılan eleştirilere cevap verdi.

'TÜRKİYE’YE İŞGALCİ VE İSTİLACI DEĞİLDİR'

Terörizmle Mücadele toplantısında Türkiye’nin Suriye’de işgal ve istila girişimlerinde bulunduğunu suçlamasında bulunan Suriye Temsilcilerine tepki gösteren Vekil Özşavlı, "Öncelikle Suriyeli delegelerin düşmanca üsluplarını kınıyorum. Türkiye Teröristleri asla desteklememiştir. Türkiye teröristlerin işgali altındaki toprakları özgürleştirmiştir. Barış Pınarı Harekatının amacı Türkiye’ye karşı olan uzun süreden beri devam eden terör tehdidini yok etmek, Türk halkının güvenliğini sağlamak, Aynı zamanda PKK YPG gibi terör örgütlerini yok ederek Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamaktır. Türkiye yerel halkı terör örgütünden korumuştur. Şimdiye kadar yapılmış olan Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatları uluslararası hukuktan kaynaklanan ve BM Sözleşmesi 51. Madde ’de yer alan meşru müdafaa hakkına istinaden yapılmıştır. Diğer operasyonlarda olduğu gibi Barış Pınarı Harekatında da teröristlerin siperleri, barınakları, araç gereçleri ve silah depoları hedef alınmıştır. Ayrıca Amerika ile 17 Ekim’de sağlanan bir mutabakat vardır. Türkiye’nin Suriye topraklarını kendi topraklarına katma niyeti yoktur. Bu toprakların yönetimi meşru bir demokratik yönetim kurulunca, insan haklarına dayalı bir anayasa kabul edilince ve ülkemize karşı terör tehdidi yok olunca Suriye hükümetine devredilecektir. Suriyeli mevkidaşlarıma şunu hatırlatmak isterim; 2011’de Suriye’de başlayan iç savaş neticesinde 20 milyon Suriyeli evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Esed rejiminin varil bombalı saldırıları yüzünden 1,5 milyon Suriyeli hayatını kaybetmiştir" ifadelerini kullandı.

DAEŞ’E DESTEK SUÇLAMALARINA TEPKİ

Bazı parlamenterlerin Türkiye’nin DAEŞ terör örgütüne destek verdiğini yönündeki suçlamalarına da tepki gösteren Vekil Özşavlı, "DAEŞ şimdiye kadar Türkiye’de 20’den fazla kanlı eylem gerçekleştirmiştir. Bu saldırılarda 300’den fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Sadece geçen yıl Türkiye’de DAEŞ’e karşı 1100 operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu operasyonlarda 1200 DAEŞ’li terörist yakalanarak tutuklanmıştır. Türkiye DAEŞ’le mücadele koalisyonunun başından beri aktif üyesidir. Ayrıca yabancı terörist savaşçılarla mücadele komisyonunun eş başkanıdır. 7 Mayıs 2019’da yapılan Yabancı Teröristlerle Mücadele Çalıştayı’na ev sahipliği yapmıştır.151 ülkeden 77 bin kişi terör örgütleri ile bağlantısı şüphesi ile Türkiye’ye giriş yasağı bulunmaktadır. 100 ülkeden 7 bin kişi terör örgütleri ile iltisaklı olma şüphesi ile sınır dışı edilmiştir. Bugün 30 risk analiz birimi hava limanlarında, tren istasyonlarında ve otobüs terminallerinde görev yapmaktadır. Bu birimlerimiz 32 bin kişiyi sorguladı, 10 bin kişiyi sınır dışı etti. Şuanda 12 geri gönderme merkezimizde 900 yabancı uyruklu savaşçı olma şüphelisi sınır dışı edilmeyi bekliyor" diye konuştu.

'TÜRKİYE DAEŞ’LİLERİN OTELİ DEĞİL'

Avrupa ülkelerinin DAEŞ Terör Örgütü’ne katılan vatandaşlarını kabul etmemesinin yanlış olduğunu belirten Vekil Özşavlı, "Başkan Trump, DAEŞ’i yenilgiye uğrattığını ilan edince, bazı ülkeler terör örgütlerine katılan vatandaşlarını ülkelerine kabul etmeyeceklerini duyurdu. Bu tamamen yanlıştır. Türkiye hiçbir yabancı savaşçının oteli değildir. Bu konuda tek çözüm yabancı uyruklu savaşçıların uyruğu bulunduğu ülkelere kabul edilmesi ve orada yargılanarak cezalandırılmalarıdır" diyerek sözlerine son verdi.

BİHA