Siyahlara yönelik köle ticareti, köle düzeni ve ırk ayrımcılığı,tarihin zeminine kum gibi dökülmüştür. O kadar yoğundur. Çektirilen acılar yaklaşık 500 yıldır sürüyor çünkü. Bu nedenle dünya tarihinde bugün ne oldu sorusuyla bir araştırma yaparsanız, Afrika halklarının; siyahların başına gelenlere, siyahların beyaz memleketlerdeki hak mücadelelerine dair her gün bir veya birkaç kritik olayla karşılaşırsınız. Mesela bu hafta, Nisan ayının 20’sinde 1971 yılında ABD Anayasa Mahkemesi, derilerinin rengi ne olursa olsun çocukların okullara aynı otobüs içinde gidebilmelerine olanak veren bir karar almış…
Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin kararından sonra 1973. Karede sadece 2 siyah öğrenci var. Tarihte bugün, bu hafta ne oldu yöntemine Avrupa’da o arada özellikle Hollanda’daki köle ticareti olayının bir boyutuna değinmek için vesile bulmak amacıyla başvurdum. Sadede gelelim… Hollanda’da 17’inci ve 16’ıncı yüzyıllarda Rembrandt, Vermeer, Hals gibi sanatçıların ürettikleri başyapıtlar köle ticareti sayesinde üretildiler. Siyahların ahı hatta kanı olmasaydı söz konusu sanatçılar büyük olasılıkla aç kalacak ve Hollandalı tacirlerin ilgisine mazhar olmayacak dolayısıyla da eser üretmeye teşvik edilmeyeceklerdi.
Rembrandt’ın “Gece Devriyesi” adlı tablosu. Köle ticareti olmasaydı hayranlıkla seyredilen, ziyaret edilen bu tablo var olmayacaktı. Lale’den Sanata Hollanda’da köle tacirleri inanılması güç boyutlarda palazlanınca ve ülke bu sayede zenginleşince ticarette insanın dışında el değiştirecek metalar aranmaya başlandı. O arada Lale Çiçeği, Türkiye’den Hollanda’ya götürülünce ülkede bir çılgınlık baş gösterdi. “Lale Çılgınlığı” olarak tarihe geçen dönemde borsada lale soğanları olağanüstü fiyatlarla el değiştirmekteydi. Bu çılgınlık sona erince bugünlerde nasıl Bitcoin gündemdeyse o dönemde zenginlik, bir başka değer aramaya başladı ve buldu. Sanat…
Özellikle köle simsarları sanat eserleri alıp satmaya, sanatçıları eser üretmek için teşvik etmeye, sıkıştırmaya başladılar. Sonuçta o ünlü tablolar peş peşe üretilmeye başlandı. O sanat şaheserleri üzerinde Afrikalı siyahların hem kanı hem ahı vardır.
Johannes Vermeer’in ünlü tablosu. “İnci Küpeli Kız” Aslında Avrupa’da o dönem büyük deniz filolarına sahip olan ülkeler, zorla; adeta avlanarak yerlerinden, yurtlarından, ailelerinden sevdiklerinden koparılıp Amerika’ya, Avrupa’ya gemilerle götürülen Afrikalılar sayesinde zenginleşmiştir. Bundan pek bahsetmezler. Avrupa medeniyetinin karanlık odalarından biridir köle ticareti. Hollanda, 18’inci yüzyılda 5 bin gemilik filosuyla yüzbinlerce siyah Afrikalıyı avlayıp, gemilerle taşıyıp sattı. Bu ülke, köle ticaretini en son yasaklayan memleketlerden biridir. Kraliyet Arabasındaki Resim Hollanda kraliyet hanedanı, o karanlık; Afrikalılar için kahırlı dönemin kanıtını hala bir hüküm damgası gibi ortalıkta dolaştırır. Hollanda Kraliyet Arabası üzerinde bir resim vardır. Hollanda Kraliyet’nin “Altın Arabası”… İçerde Kraliçe, eşi ve kapıda o resim.
“Altın Araba”daki resimden bir detay. Filosuyla, ordusuyla mağrur kraliyet ve köleleri. 19’uncu yüzyılda “Altın Araba”yı dekore eden Nicolaas van der Waay tarafından yapılan bu resim de sanat değeri taşıyor. Sanatçı, ülkesinin altın çağını neye borçlu olduklarını betimlemek için mi köle ticaretini anlatan o resmi “Altın Araba”ya işledi bilinmez. Bu araba, o resim dolayısıyla özellikle siyahların hakları için mücadele edenler tarafından her vesileyle gündeme getirilir; kınanır. “Bu resmi kaldıralım” diye bir iki öneri oldu ama “Kölelikle olan bağlantımızı değil, kolonilerle zamanındaki ilişkimizi gösteriyor.” diye karşı çıkıldı. Belki de bu argümana dayanan Hollanda Kraliyet Ailesi “Altın Araba”daki resimden vazgeçmiyor. Yine de bir itiraf var… Hollanda Kraliçesi, birkaç yıl önce hanedanın gelmiş geçmiş 550 bin kölesinin çektiği acıları kabullendiğini açıkladı.
Facebook Yorum
Yorum Yazın