‘Yenidoğan Çetesi’ adına Büyükçekmece Savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit eden ve kendisini eski müsteşar olarak tanıtan Mustafa Kemal Zengin isimli şahıs, kendisini güçlü olarak göstermek için ünlü siyasetçilerle, işadamlarıyla fotoğraf çektirmiş.
Amacı ne? Kendisini önemli bir adam gibi göstermek. Bakın ben kimlerle görüşüyorum, benim dostlarım kimler havasını vermek. Buna nüfuz ticareti diyoruz. Bunu da korkutmak ve sindirmek için yaptığı belli.
SAHTE FOTOĞRAFLAR
İşi o kadar ileri götürmüş ki yabancı devlet adamlarıyla sahte fotoğraflar üretmiş. 2018 yılında Belçika’da yapılan bir NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un bulunduğu fotoğraf karesine kendisini yerleştirmiş.
FOTOĞRAF AVCILIĞI
Mustafa Kemal Zengin önemli insanlarla fotoğraf çektirmek için özel bir çaba göstermiş. Fotoğraf avcılığı yapmış. Kamuoyuna açık programlarda hangi ünlüye ulaşabiliyorsa onunla fotoğraf çektirmiş. Fotoğraf çektirme işi ünlü siyasetçilerin, sanatçıların, tanınmış bürokratların ve gazetecilerin ciddi bir sorunudur.
Ülkemizde cenazede bile selfie çekme çılgınlığı var. Bu yüzden ünlülerin cenazelerinde bile tartışmalar yaşanıyor. Tanınmış insanların ortak sorunu bu. Herkese açık bir etkinlikte ya da bir toplantıda veya uçak yolculuğunda yanına gelen insanların fotoğraf çektirme isteğini kıramıyor. Çektirmeyeceğim dese o zaman ne kadar da kibirli birisi diyorlar. Bunların bir kısmı samimi olarak hayranı olduğu bir sanatçı ya da siyasetçi ile fotoğraf çektirmek istiyor. Bir kısmı ise kötü niyetli olarak bunu bir kriminal olayda kendini önemli biri gibi göstermek için kullanıyor. Fotoğraf çektiren tanınmış kişinin bu şahıslardan GBT’sini isteme gibi bir imkânı yok.
Sonra bu fotoğraflar onların aleyhine kullanılıyor.
Mustafa Kemal Zengin’in sosyal medyasında bu şekilde birçok ismin fotoğrafı yer alıyor. Ama içlerinden biri özellikle servis ediliyor. MİT Başkanı İbrahim Kalın’la olan kare özellikle servis ediliyor. İbrahim Kalın ve MİT, bu fotoğraf üzerinden linç edilmeye çalışılıyor.
MİT’TEN ÖNCE
Fotoğrafın hikâyesini araştırdım. İbrahim Kalın, MİT Başkanı olmadan çok önce çekilmiş. Muhtemelen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olduğu dönemde. MİT Başkanı olarak çekilmemiş. Zaten MİT Başkanı’nın yanına yaklaşması da mümkün değil. Herkese açık bir etkinlikte İbrahim Kalın’ın yanına sokulmuş, o da fotoğraf çektirmek isteyen diğer insanlar gibi onu kırmamış. Kim olduğunu bilmez, görse hatırlamaz.
FETÖ KAMPANYASI
Ama birileri sosyal medyadan İbrahim Kalın aleyhine bir kampanya başlattı. ‘Yenidoğan Çetesi’nin yaptıklarını bir kenara bıraktı, katledilen 12 çocukla ilgili tartışmayı unutup MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı hedefe koydu. Bu işi kim yaptı diye inceledim. Soyal medya hesaplarına baktım. Arkasından firari FETÖ’cü hesaplar çıktı. Ülkelerine ihanet edip yurtdışına kaçan FETÖ’cüler, İbrahim Kalın’la ve MİT’le olan hesaplarını görmek için bir fotoğraf karesini kullanmaya çalışıyorlar.
ŞER İTTİFAKI
MİT kimle mücadele ediyorsa, onlar bir şer ittifakı oluşturuyorlar. MİT, FETÖ’yle mücadele ediyor. Yurtdışından paketleyip, paketleyip getiriyor. MİT, PKK ile mücadele ediyor. Her gün Irak ve Suriye’de bir PKK’lı etkisiz hale getiriliyor. MİT, DEAŞ’la mücadele ediyor. MİT, Mossad ajanlarını tespit edip kulağından tuttuğu gibi yargıya teslim ediyor.
MİT’le ilgili ya da İbrahim Kalın’la ilgili bir şey oldu mu bunlar bir araya gelip bir şer ekseni oluşturuyorlar. Ondan sonra sosyal medyadan linç kampanyasına soyunuyorlar.
MİT DE DEVREDE
Bu arada yenidoğan çetesiyle ilgili soruşturmada MİT de devrede. Çetenin başka bağlantıları, olayın başka organize örgütlerle bağlantısı var mı? Uluslararası örgütlerle işbirlikleri söz konusu mu? MİT de bu yönünü araştırıyor
YEDİRMEYİZ
FETÖ’cüler, PKK’lılar, DEAŞ’lılar, Mossad ajanları bilsin ki İbrahim Kalın bu ülkenin yetiştirdiği en önemli devlet adamlarından biridir. Bu ülkenin bir değeridir. İbrahim Kalın’ı teröristlere yedirmeyiz.
SAĞLIK BAKANI MECLİS’İ BİLGİLENDİRMELİ
‘Yenidoğan Çetesi’yle ilgili ihbar CİMER’e yapılmış. CİMER ihbarı ciddiye alıp 27 Mart 2023 tarihinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne bildirmiş. İl Sağlık Müdürlüğü kendi imkânlarıyla bir denetim yapmış, ihbarın doğru olduğunu tespit etmiş ama yetinmemişler. İl Sağlık Müdür Yardımcısı Malik Türkay Esin, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu’na işin ciddiyetini anlatmış. Memişoğlu, sonuna kadar gidilmesi talimatını vermiş. İş yargıya intikal ettirilmiş. Çok gizli bir çalışma yürütülmüş. Çete üyelerinin telefonları dinlenmiş. Aralarındaki konuşmalar tespit edilmiş. Böylece ‘Yenidoğan Çetesi’ ortaya çıkarılmış.
DELİLLER TOPLANDI
Bu tür dosyalarda en önemli sorun şudur; iddianın delillendirilmesi, çetenin bağlantılarının ortaya çıkarılması gerekir. Çetelerle ilgili kimi dosyalar yeterince delillendirilmediği için dağ fare doğurdu. Çete üyeleri soruşturma dosyasındaki boşluklardan yararlanarak kendilerini kurtardılar.
SİYASETE ALET EDİLMEMELİ
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu çok doğru bir iş yapmış. Böylece teknik takip sonucunda ‘Yenidoğan Çetesi’nin kimlerden oluştuğu, hangi hastanelerde hangi bebeklerin ölümüne neden oldukları ortaya çıkarılmış oldu. Bu durumda Bakan’ın istifasını istemek yerine takdir etmeli. Eğer Kemal Memişoğlu soruşturmayı savsaklasa, eğer ihbarı ciddiye almayıp “Sonuna kadar gidin” demese o zaman istifası istenir. Ben de destek veririm. Ama Bakan, çetenin ortaya çıkarılmasını sağlamış. Bu iş siyasete alet edilmemeli. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da hafta içinde Meclis’i bilgilendirmeli. Bu işin iktidarı, muhalefeti olmaz.
BEBEK KATİLLERİ
Bu sıfat Öcalan için kullanıldı.
Bu sıfatı hak eden katillerden biri de Netanyahu oldu.
Gazze’de 15 bin çocuğu katletti. 200 çocuk anne karnında öldürüldü.
Günümüzün “bebek katili” ise ‘Yenidoğan Çetesi’nin lideri olan Dr. Fırat Sarı’dır.
Günümüzün bebek katilleri ise ‘Yenidoğan Çetesi’nin üyeleridir.
Aslında böyle bir alçağın ismini yazmak istemezdim, ama özellikle bilinsin istedim.
Suçları kesinleştiği taktirde diğer çete üyelerinin de isimleri bebek katili diye yazılıp ilan edilmeli.
GÜNÜMÜZÜN NETANYAHU’SU
Nasıl Öcalan çocukları dahi katleden PKK terör örgütünün lideriyse, nasıl ki Netanyahu Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’da bebeklerin katledilmesi emrini verdiyse, ‘Yenidoğan Çetesi’nin lideri Dr. Fırat Sarı’nın yaptıklarının da onlardan farkı yok.
O da günümüzün Öcalan’ı ve Netanyahu’sudur.
Eğer bu ülkeye idam cezası yeniden gelecekse bunlar için uygulanmasını isterim.
Bu çetenin her bir üyesi, ölümüne neden oldukları her çocuk için birkaç olmak üzere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalı.
12 çocuk için 12 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmeli.
Facebook Yorum
Yorum Yazın