Sonbahar güneşi bizi dışarıya çağırıyor. Bilgisayarların başında, 'dolar ve gelecek' tahminlerinde bulunuyoruz. Yakın gelecek üzerine tahliller yapmakta zorlanıyoruz. Yıllar öncesine gidiyorum.. Belleğimde Ada sokaklarından fotoğraf kareleri. Büyükada saat meydanının yanındaki Dolçi Pastanesi. Her akşam Lefter ve arkadaşları burada buluşur, sohbet eder gelene geçene takılırlardı. En önde Yorgo otururdu.
Lefter’le en esprili sohbetleri o yapardı. Doğan Bey, Azeri Hasan Efendi… Masanın değişmez isimleriydi. Bir başka fotoğraf karesinde, eski bakanlardan Ali Topuz, yanında adalı dostlarıyla yürüyor. Siyaset konuşuyorlar. Ali Bey hatıralarını anlatıyor… 2006 yılı, Adalı gazeteciler buluşmasının ilki… Hrant hayatta, Necmi Tanyolaç, Akgün Tekin, Onur Belge hayatta…
Bir başka karede, Orhan Pamuk’la Nobel ödülünün kutlamasını yapıyoruz. Tiraje Dikmen’in evinde 19 Ağustos depreminden sonraki gecelerde bahçeye serdiğimiz yataklarda yatıyoruz. Yanımızdaki şezlongda Güzin Dino var. Geçmiş günleri onun tanıklığıyla dinliyoruz… Ressam Tiraje Dikmen’in konuğu İlhan Selçuk’a refakat ediyorum… Ada çiçekçisi Hüseyin’e gidiyoruz. İlhan Selçuk’u bir yerlerden hatırlıyor. “Dayı ben seni nereden tanıyorum?” diye sormadan duramıyor.
Merkez Eczanesi’nden Cüneyt sesleniyor, “Oral Abi bir okuyucun seninle tanışmak istiyor” diyor. Avusturalyalı İlhan Bey’i öylece tanıyoruz. Yıllarca adada tek başına yaşadıktan sonra Avustralya’ya dönüyor. Hayatta mı acaba? Sonra Amelie’nin evinin önünden geçiyorum. Otel yapılan Meziki Konağı’nın önüne bir de plastik çadır kafe kurulmuş.. Amelie, şimdi Bodrum’da…
Türkiye, 10 büyükelçiyi sınır dışı edecek mi, etmeyecek mi? Ederse ne olur, etmezse ne olur? Tanıdıklar soruyor: "Dolar yükselmeye devam eder mi?" Küçük tasarruf sahibi, biriktirdiği paranın dolar karşısında eriyip gitmesinden korkuyor. Bazı yorumcular, “Büyükelçiler böyle bir açıklama yapamaz” diyerek açıklamayı eleştiriyor. “Öyle de olsa sınır dışı çok ağır bir yaptırım olur, ağır sonuçları olur” demeyi de ihmal etmiyorlar.
ABD Büyükelçiliği’nin Twitter üzerinden yaptığı son açıklamayı Yeni Zelanda, Kanada ve Hollanda Büyükelçilikleri de destek vermek anlamında paylaşıyorlar: “ABD 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı soruların yöneltilmesiyle Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder.” Bu yazıyı yazarken, gerilimin düşmeye başladığını öğreniyoruz.
Sonuç olarak bir uzlaşma gerçekleşti. “Umarız Batı ile yükselen tansiyon bir daha bu düzeyde seyretmez” ruh haline bürünüyoruz. Ünlü siyah aktivist Martin Luther King şöyle demiş: Gerçek barış, gerilimin yokluğuyla değil, adaletin egemenliğiyle olur.
Facebook Yorum
Yorum Yazın