Şanlıurfa’da güneşli bir pazar gününü fırsat bilen Şanlıurfalılar ve çevre illerden gelenler, Hz. Eyyüp Peygamber Cami Külliyesinin içerisinde bulunan Sabır Makamına gelerek namaz kılıp dualar etti.
Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra kutsal mekanların bulunduğuşehirlerden birisi de Peygamber Şehri olarak bilinen Şanlıurfa. Hz. İbrahimPeygamber Makamının yanı sıra Hz. Eyyüp Peygamber Makamı da Şanlıurfa'dabulunuyor.
Hz. Eyyüp Peygamberin sabrı ve tevekkülü ile bilinen birpeygamber olması nedeniyle, her yıl binlerce kişi Şanlıurfa'ya gelerek Hz.Eyyüp Peygamberin makamını ziyaret ediyor.
Pazar günü de güneşli havanın etkisiyle Hz. Eyyüp Peygambermakamına yoğun ilgi oldu. Şanlıurfalılar ve çevre illerden gelen vatandaşlar,Sabır Makamı'nda namaz kılıp dualar etti.
Buraya gelenler, şifalı suyun çıktığı kuyuyu ve Hz. EyyüpPeygamberin çile çektiğine inanılan mağaraya girip dua ediyor.
Peygamberler arasında sabrı ile tanınan Hz. Eyyüb’ünhastalanıp çile çektiği mağaranın da yer aldığı makam, sabır dileyenlerinakınına uğruyor. Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesinde bulunan Eyyüb peygamberinmakamı ziyaretçilerin yoğun ilgisini görüyor. Amansız bir hastalığa yakalanan Eyyübpeygamberin iyileşene kadar kaldığı yer olarak bilinen makam, özellikle Hz.Eyyüb’ün sabrını dileyen insanlar tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler, HzEyyüb’ün hastalığı süresince kaldığı çile mağarası ile hastalığı esnasındatedavi olduğu belirtilen su kuyusu ve Eyyüb peygamberin sırtını dayadığı sabırtaşını da görme imkanı buluyor. makamda bulunan ve şifalı olduğuna inanılansudan içenler, camide namaz kılıp, dua ediyor. Kutsal yerleri görüp, şifalısudan içen insanlar, Allah’ü Teala’dan, kendilerine Eyüp Peygamber’in sabrındanvermesi için dua ediyor. Makama hayran kaldıklarını belirten ziyaretçiler,manevi olarak büyük haz aldıklarını söyledikleri makamda sabır için duaettiklerini ifade ediyor.
Hz. Eyyüb’ün hastalanması, sabrı ve yeniden sağlığınakavuşması konusu bir çok sözlü ve yazılı kaynakta yer alır. Eyyüp Peygamber’inhayatını anlatan farklı rivayetler olsa da sabrı ile ilgili hikaye ise genelolarak şöyle özetlenir:
"Cenab-ı Hakk, yöre insanları arasında seçkin bir kuluolan Hz. Eyyûb’u peygamberlikle görevlendirir. O’nu ve ailesini maddi ve manevibakımdan çok zenginleştirir. O’na birçok evlat verir, malına, davarlarınabereket girer. Birçok köyü, bu köylerde bereketli toprakları ve sürülercedavarı olur. Böylece bölgenin hatırı sayılır zenginlerinden biri olur. Allah/uTeala, O’nu imtihan için, önce malını ve davarlarını, sonra tüm evlatlarınıelinden alır. Varlıklar içerisinden yokluklar içerisine, sefil bir hayatasürüklenir. O ise “Veren Allah, alan Allah” diyerek, isyana, hüzne girmedenhaline şükrederek sabreder. Sarsılmaz bir imanla metanetini kaybetmez,ibadetine devam eder. İhtiyarlık çağında ağır bir hastalığa tutulur. Her tarafıyara bere içinde kalır. Çevresindeki uzak, yakın akrabaları bulaşıcı birhastalığa tutulduğuna kani olup, onu bir bir terk ederler. Böylesi bir durumda,şeytanın musallat olup kalbine vesvese koymak istemesi bu yüce insanı aslasarsmaz. İbadetinden ve zikrinden alıkoyamaz. Vücudunun her tarafı yara bere içerisindeolduğundan vücudunu kurt kaplar. Ne zaman ki kurtlar kalbine sirayet etmeyeçalışınca bu Azîz Peygamber Allah’u Teâla’ya sığınarak dua eder. Cenâb-ı Hakk,sevgili kulu Hz. Eyyûb’un duasını kabul eder. Topuğunu yere vurmasını, çıkacakolan su ile yıkanmasını ve bu soğuk suyu içmesini emr eyler. Hz. Eyyûb emr-iİlâhî’yi yerine getirir ve topuğunu yere vurur, mucizevi soğuk bir su fışkırır.Hz. Eyyûb bu serin sudan yıkanıp içerek vücudunun hem içini, hem dışını onunlatemizler. Böylece hastalıklardan kurtulur."
Yorum Yazın