Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abiden Beyazgül, “Sadece resmi kaynaklardan aldığımız bilgi 2 milyon insanın döneceği yönünde. Tahmini Şanlıurfa'dan da 300 bine yakını kendi ülkesine dönecek ve bu Urfa için önemli bir adım olacak. Buda yaklaşık olarak olarak yüzde atmışına tekabül ediyor” dedi.
Şanlıurfa’daki Yerel Gazeteciler Platformuyla aylık olarak bir araya gelen Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abiden Beyazgül, bu ayki toplantı kapsamında da Yerel Gazeteciler Platformuyla bir araya geldi.
Yapılan toplantı da Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abiden Beyazgül, trambüs, Kaşmer Dağı, Yeşildirek Kentsel Dönüşüm Projesi, kentteki Suriyelilerin durumu gibi birçok konuda açıklama yaptı.
İşte o söyleşi:
İlk soru olarak size göreve geldiğiniz ilk günden bu yana polemik konusu olan trambüsleri sormak istiyorum. Trambüslerle ilgili yol haritası çizdiniz mi?
Öncelikle hoş geldiniz. Biz Hukuk Fakültesinde kuvvetler ayrılığını yargı, yasama ve yürütme olarak 3 kol olarak öğrendik. Ama sonra hayatta şunu da gördük ki bu kuvvetler ayrılığının bir parçası da medya. Bu nedenle de medya bizim için önemli. Urfa için önemlisiniz. Bir çok konunun açığa kavuşması, insanların bilgilendirilmesi ve karşıdaki insanın duygu ve düşüncelerinin açıklanarak yayılması bakımından çok önem arz ediyorsunuz. Tüm bu çerçevede tüm Urfa medyasına görevlerinde başarılar diliyorum.
Trambüs konusuna gelince Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçime girdiğimde, "Biz 2 milyonun kardeşliği için 2 milyonun belediye başkanı olacağız" dedik. Ve bütün çalışmalarımızda trambüs de dahil olmak üzere objektifliği, Bilimi ve tekniği esas alırım. Bu nedenle de bu olaya da öyle yaklaştım. Trambüs ile ilgili kamuoyunda yaygın bir kanaat vardı. 25 metre uzunluğundaki trambüs Şanlıurfa trafiğinde verimli olur mu? Önce Ulaşım Dairesinden bilgi aldık. ‘Nedir bu 25 metre’ dedik. Trambüs bölgesi tamamen trafikten arındırılırsa ki, öyle karar verilmiş, trambüs işler" dediler. Arkasından biz Yalova Üniversitesinden bir rapor aldık. Trafikten arındırılmakla yetinilmediği, bazı tarihi bölgelerde sıkıntılar yaşandığı, bu nedenle trambüsün bu bölge için çok da verimli olmadığı görüşü hakim oldu. Ancak ikinci bir inceleme mizde şu detayı görüştük. Bu bölgede 30 bin insan taşınıyor. 30 bin insanın bu şekilde taşınmasında belediyeye önemli bir katkı sağlanacak. ‘25 metreden 18 metreye nasıl düşürürüz’ bunun çalışmasına başladık. Hukukçularımızla görüştük, imalatçı firma ile görüştük. Biz bunu bu hale getirebilir miyiz? bu konuda uzman kişileri Urfa'ya getirip onlarla görüştük ve netice olarak ortak kararda 18 metreye düşürdüğümüzde bir çok avantajımız olacak. Aslında 18 metreye düşürüldüğünde üniversitenin yoğun saatlerinde üniversite güzergahına çalışma ihtimali de var. Bu kadar tesisat kurulmasına da gerek yok. Ara bir tesisat kurularak şarj oluyor ve yoluna devam ediyor. Yani başta tarihi bölge için planlanan trambüs 18 metre olarak tasarlanmış olsaydı, 30 milyon liralık bu alt yapıya da ihtiyaç olmayacaktı. Kamuoyunun aydınlatılması için bunu ifade ediyorum. Biz buraya meseleleri çözmek için geldik. Emin olun ki bunu da çözeceğiz. Geçmiş dönemde tasarlanmış 25 metre belki de Urfa'ya yeni bir imaj kazandırmak adına böyle bir şey yapabiliriz diye düşünmüş olabilirler. Burada kötü niyet aramıyorum. Çünkü hiç bir belediye başkanı "Ben başarısız olayım" diye düşünmez. Ama teknik verileri yan yana koyduğumuz zaman elimizde çıkan sonuç bu. Eğer farklı bir iddia varsa, alınır raporlar. Mesela denir ki "25 metre burada işler" o zaman biz buna inanırsak, 25 metreyi getirir biz de işletiriz. Ama şu an 18 metre olarak karar verilmiş durumda.
8 yıldır Şanlıurfa sınırlarına dayanan işgal girişimine karşı, Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde yerleştirilmesi adına Barış Pınarı Harikatı'na ev sahipliği yaptık. Sizin bu konudaki görüşleriniz neler?
Ortadoğu'da Suriye'ye baktığımız zaman otoriteden yoksun ülke. Devlet erkinin olmadığı zaman terör örgütlerinin faaliyetlerini arttırdığı bir dönem geliyor. Buradaki insanlar ülkemize gelirken, ülke insanımızın da sabırla, bunları misafir etmesinin sebebi, bunlar ölümden kaçarak bizlere sığınmalarındandır. Daha güzel bir refah hayata yaşayalım düşüncesi ile değil tel örgülerden geçerken "ben ölümden nasıl kurtulurum" diyedir. Peki bu insanlar yedi buçuk yıldır buradalar. Bu süreç içerisinde bunlar burada yaşarken, birçok sorun varken, bu soruna sadece Türkiye'nin mi göğüs germesi gerekir. Dünyanın genel bir sorunu olan bu olayla ilgili Cumhurbaşkanımız zaman zaman şunu ifade ediyor; "Ben sınırları açarım, size gönderirim." Buradaki anlam nedir; bu sorunu bana yüklemeyin, bu dünyanın önemli bir sorunudur. Peki bu süreçte 3-4 milyon insanın kendi evinden uzaklaşması karşısında nasıl bir bakışımız olmalı. Bir insan çok güzel bir otele gitse diyor ki "memleketime döneyim". Bu insanlar çadırlarda yaşadılar, 3-4 aile tek bir evde yaşadılar ve dünya neden bu kadar sessiz ve bu sorunu çözmek için hiç bir adım atmıyor. Dünyada bu amaçla kurulan kurumları sorgulamak gerekir. Demokrasiden, insan haklarından, kadın ve çocuk haklarından bahsediyorsunuz. Peki neden buna gözünüz kapalı. Barış Pınarı Harekatı ile ilgili yapılmak istenen güvenli bir bölge oluşturulması ve bu insanların bu güvenli bölgeye nakledilmesidir. ‘Bu insanlar hep Türkiye'de yaşasın’ diye değil, bir çözüm üretmek gerekir.
Şanlıurfa, 500 bin Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Bu anlamda misafirlerimizin kaçı kendi ülkesine dönüş yapacak?
Sadece resmi kaynaklardan aldığımız bilgi 2 milyon insanın döneceği yönünde. Tahmini Şanlıurfa'dan da 300 bine yakını kendi ülkesine dönecek ve bu Urfa için önemli bir adım olacak. Buda yaklaşık olarak olarak yüzde atmışına tekabül ediyor.
Kavşaklardaki çalışmalarda son durum ne. Bir de Karaköprü Seyrantepe'ye bağlayan kavşaklardaki gelişmeler neler?
İpekyolu kavşağı ile ilgili biz göreve geldiğimizde "Biz zarar ediyoruz. Türkiye'de ekonomide dalgalanmalar var. Tasfiye için müracaat etmişti". Bunun sonucunda biz de kararı bekledik. Ve karar geldiğinde "Biraz da işi geride bırakmışlardı. Yerel insiyatif alırsa tasfiye imkânı sağlamıştı" Biz de sıcak bakmadık. Müteahhit beklenmedik bir durumla karşılaştığını düşünüyor ama beklenmedik zamanlarda belki de çok kar etmişti. Memleketin bir parası var. Bu milletimizin parası. Müteahhite "Biz tasfiye etmiyoruz. Devam edeceksiniz" dedik. Yolu da özellikle açtık ki oradaki sıkıntıdan nefes alsın. Bunu yaptık ve netice itibariyle müteahhit işine devam ediyor ve o kavşak bitirilecek.
Kuzey Batı Çevre yolu ile ilgili de Hükümetimizin son zamanlardaki tasarruf tedbirleri vardı ancak geçtiğimiz günlerde Ankara'da Karayolları Genel Müdürü ile yaptığımız görüşmede buranın önemini arz ettim ve bitirilmesinin bir an önce tamamlanmasını istedim. Bu konuda önemle üzerinde duruyoruz. O yol bizim için çok önemli.
Şanlıurfaspor ile ilgili düşüncelerinizi neler. Bununla birlikte Karakoyun'un temiz su ile buluşmasının en önemli hayaliniz olduğunu söylemiştiniz. Bu hayalinizi ne zaman gerçekleştireceksiniz?
Şanlıurfaspor'un bir yönetimi var, delege yapısı var. Bu delege yapısı bir yönetim seçmiş ama şurada iş bana geldiiği zaman. Biz bu kurumsal yapının içerisinde var mıyız yokuz. Öte yandan takımın ayakta durması için 54 buçuk milyona ihtiyaç var. Peki tüm Urfa'dan soruyorum peki ‘bu hibeler, bağışlar falan 54 buçuk milyon yapılandırıldı önünüze konuldu ve herkes elini taşın altına koysun denildiği bir zaman dilimine rastladık mı’ Ben bunu defalarca dedim. Bu bir yönetim kurulunun altından kalkabileceği bir olay değil. Tüm Urfa'nın ilgilenmesi lazım. Urfa'ya mal edilmedi. "Belediye şu kadar para versin" deniliyor. Peki, bu kadar para ile iş çözülüyor mu? Çok şeyler verildi ama geldiğimiz zaman iş katlanarak büyüdü. Bu işte artık şehrin gerçekten kanaat önderleri, STK'larla ve gazetecilerle masaya konulması ve Urfa'ya mal edilmesi lazım. Dilde değil gerçekte bunlar oluşacak ve çözüm üretilecek. Herkes bu takıma sahip çıkacağız. Herkes iyi niyetli ondan şüphemiz yok ama gelin görün ki mevcut akışı sistemin dışına çıkmakla çözebileceğiz. bu da geniş bir katılım ve Urfa'nın genelini içine alan bir çözümdür. Karakoyun için de çalışmalarımızı yaptık. Belirli bir miktar paraya intiyaç var. DSİ bünyesinde yapılabileceğini düşünüyoruz. Tarım Bakanımızla görüştük bu konuda çalışma yürütülmesini istedi. Bu projede benim için çok önemli. Karakoyun, Balıklıgöl havzasını besliyor. Balıklıgöl'e gittiğimiz zaman güzel bir görüntü bizi karşılamıyor. Balıklarımızın durumu da ortada. Bin yıldır 2 bin yıldır devam eden Balıklıgöl'ümüzün kurtulması aslında o havzanın harekete geçmesine bağlı. Bu konuda adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.
7 Aydan bu yana Şanlıurfa'da yoğun bir trafik oldu. Sizler de 7 aydır çok önemli çalışmalara imza attınız. Özellikle Kale arkasındaki kamulaştırma çalışmaları, eski ŞANDEM'in yıkılması gibi. Siz zaten AK Parti İl Başkanlığı döneminde şehrin sorunlarını biliyordunuz. Büyükşehir’deki 7 aylık sürencinizi anlatır mısınız?
Hepimizin özlemi eski Urfa’mız ada gibi ortaya çıksın. Urfa’mızı çevreleyen betonarme yapılardan kurtulsun ve çevresinde bulunan tarihi yapılar gün yüzüne çıksın. İkinci hedefimiz modern bir kentleşme kurulsun ve bu hedefe giderken Eski ŞANMED Binasının yerini yıktık ve imar planında bu binanın yeri ticari alan geçiyor biz yıktığımız yere iş yerleri açarak çok iyi fiyata satabiliriz ama bu şekilde yapmayarak yıktığımız alanın yerini yeşil alan olarak kalmasını sağlayacağız. Bölgede bulunan Kızılay müdürlüğümüz ile görüşmeler sağladık, gelin burayı bize devredin karşılığında size farklı bir yerden bedeli kadar arazi ödeyelim. Bizim amacımız bu bölgeyi kamulaştırarak hem tarihi surları gün yüzüne çıkartmak hem de büyük bir alan açmaktır, aynı şekilde Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkımına başlanılan Kızılkoyun’daki yapıların yıkım çalışmaları ile birlikte Hamarat Eller Çarşısında bulunan yapıtları da yıkarak bu alanı da açacağız. Kale Eteğindeki yıkım çalışmaları sona gelindi ve bölgede 300 adet yapının yıkımını tamamlayacağız. Kale Eteğini tarihi dokusuna uygun peyzaj düzenlemesini bitirerek vatandaşlarımızın ve turizmin hizmetine sunacağız. Kale’de bulunan hendeğin üstünde bir asma köprü yapmayı ve hendek dibinde ise bir çadır yapıp gelen konukların burada dinleneceği bir alan oluşturmayı düşünüyoruz.
Vatandaşlarımız; ‘Başkanım her yerde harıl harıl çalışma var bizim köye ne zaman çalışmalar gelecek’ sorusunu soruyorlar bize. Faaliyetlerimizi çok daha disiplinli ve daha hızlı bir şekilde çalışmalarımızı sürdürdük. Koordinasyonu ilçe koordinatörleri ile değil merkezden yönetiyoruz. 13 ilçeye dağılan bütün iş araçlarımızı ve şantiyelerimizi 5 merkeze topladık. Planlı çalışarak bir yol için ne gerekiyorsa o iş araçlarını seferber ettik. Şimdi 60’a yakın iş makinasını iade ettik ki bunları gereksiz gördük, burada 700 bine yakın tasarruf sağlarken eskisinden daha hızlı çalıştığımızı gördük. Göreve geldiğimiz zaman Oto alım sitelerini yollarını asfaltladık aynı şekilde meslek sitelerinin alt yapılarını ve üst yapılarının hemen yapılması talimatını verdik. 6-7 Ay süresince hiç durmadan büyük bir çalışma atağı başlattık. Bu şekilde Belediye yapılandırmamızı kuvvetlendirerek, İlçe Belediye Başkanlarımızla her ay rutin toplantılarımızı yapıyoruz. İlçelerimizin sorunlarını masaya yatırdık. Büyükşehir Belediyemizin ekipleri ile sorunlarını anında çözmek için hemen görüşmeler yaparak anında karara bağlıyoruz.
Şanlıurfa’nın Potansiyel Jeotermal Turizmi Hakkında Neler Düşünüyorsunuz?
Jeotermal Turizminin yetkisi Valilikte ve Arkadaşlarımız ile bu konuyu görüşerek bu yetkinin Büyükşehir Belediyesine aktarılmasını istedik. Konu ile ilgili araştırma yaptığımız da Jeotermal alanlarında ısının aşağıya indiğini görüyoruz. Yeni alanların açılmasını gerektiğini gördük, dış yatırımcıyı çekmek için elimizde bilimsel bir çalışmanın olmadığını gördük. Bu nedenle burayı rantabıl bir hale getirememişiz. Ama yine de buraya talip olduğumuzu dile getirdik. Dış yatırımcımız bizleri arayarak bizlere 1000 Dönümlük alanı bizlere tahsis edin ve seracılık yapmak istediğini belirtiyor. Elimizdeki bu değer bir dünya devi.
Celal ÇİFTÇİ: Kaşmer Dağı İle İlgili Çalışmalarınız Nelerdir ve Şanlıurfa’da mega projeleriniz var mı?
Büyükşehir Belediyesi Başkanlığımız süresince çok güzel projelere imza atmak için çalışıyoruz. Vatandaşlarımızı heyecanlandıracak projelerimizi ilerleyen günlerde açıklayacağız. İnşallah yakın bir tarihte içinde bulunduğumuz Belediye Hizmet binasının yıkımını görebilecek vatandaşlarımız. Aynı şekilde fırfırlı camiinin etrafındaki betonarme yapının kaldırıldığını hep birlikte görebileceğiz. Biz projelerimizi gerçekleştirdiğimizde açıklamayı tercih ediyoruz. Belediye hizmet binasının yıkımı ile birlikte tarihi yapılarımızın gün yüzüne çıkması ve bu alanın yeşil alan olması beni de heyecanlandırıyor.
Göreve gelir gelmez kamuoyunu yakınen ilgilendiren Kaşmer Dağı ile ilgili incelemelerimiz sürüyor. Teknik arkadaşlarımız hummalı bir şekilde çalışıyor, Kaşmer dağında Trambüs gibi olumsuz olan bir bulguya rastlamış değilim. AK Parti Genel Merkezimizin talebi seçime doğru bu tür büyük projelerin açıklanmasını istemiyorlardı ve çünkü seçim döneminde bunların anlatılması bir algı operasyonuna gitmesi mümkündü. Bizlere gelen bazı bilgiler rantiyeciler tarafından bir kısım yerlerin satın alındığı yer doğrumu dur, değilmidir konuları geldi. Bizler teknik heyetimiz ile icnelemerlerimizi ciddi bir şekilde sürüyoruz.
Şehrin gelişimi için neler yapacaksınız?
Bizler şehrin gelişimi için mevcutta bulunan değerlerimizi ilk olarak gün yüzüne çıkartmanın derdindeyiz. Kızılkoyunda başlattığımız yıkım çalışmaları, aynı şekilde eski Şanmed binasının yıkımı kentin birçok yerini açmak için başlattığımız çalışmaların ilkleridir. Bir Öz Diker çarsının yıkım söylentisi, Kızılay binasının yıkım söylentisi aynı şekilde bölge bulunan Ticaret ve Sanayi Odamızın eski binasının yıkımı refah şehirler inşa etmenin yapı taşı olacaktır. Karakoyun İşhanı yanında tarihi bir yapıtımız vardı ve aşağıya baktığımız zaman tarihi bir yapıyı görüyor ve şuanda Karakoyun İşhanı yapıldı yerine. Biz tekrardan buranın açılmasından yanayız. Yine Karakoyun deresine su verilerek vatandaşlar bölgede kayıklarla dolaşsın istiyoruz. Karakoyun Deresinin iki tarafını arındırırsak yapılardan şehrin daha ferah olduğunu hep birlikte görmüş olacağız. Dünyanın birçok yerinden gelen insanlar tarihi kültürel zenginliklerini görsünler. Şanlıurfa tarihi alanları ile bir turizm adası, bir adım attığımızda bir yeri kazdığımızda bin yıl öncesine gidiyoruz bu şehirde.
Ahmet Yesevi Bölgesindeki Trafik Sorunu İle İlgili Projeleriniz Var mı?
Çok kısa bir sürede Açıksu caddesine giriyoruz. Çalışmalarımız ile ilgili TUGAY Komutanlığımız ile görüşerek anlaşmaya vardık. Ve Ahmet Yesevi bölgesinde Tugay çevresindeki o dar kısmı kaldırarak askeriye duvarını geriye alacağız. Bölgedeki Muhtarlarımız, STK Temsilcilerimiz ve vatandaşlarımızla oturarak buranın yol sorunu ile ilgili çalıştık. Nasıl olması gerektiğini de onlara gösterdik ve burada bir mutabakata vardık.
Bağlarbaşı’ndaki imar sorununa da el atacak mısınız?
İmar ile ilgili sağlam bir beton zeminde dahi çok yüksek yapı olması arzu edilmez. Ancak Harran Ovası’nın tamamen betonarmeden bir kat dahi olsa orada yapılaşmaya izin vermemek gerekiyor. 300 yada 500 metrekarelik bir alanı betonarme yaptığın zaman bunun maliyeti çok yüksektir. 500 metrekarede kıyamete kadar tarım yapamıyorsunuz ve insanlara bir şey sunamıyorsunuz. Bu bakımdan Harran’a karşı duruşumuz oldukça sert. Orada yapılaşmaya sıcak bakmıyoruz. Betonarme bir yapı olmasına rağmen biz meclis olarak çok yüksek katlara müsaade etmedik. Oto alım satım siteleri taşınacak. Buna ilişkin bir çalışmamız da olacak.
Barış pınarı harekatı dolayısıyla yerel ve ulusal basında yer aldık. Siz de güzel bir ev sahipliği yaptınız. Bu anlamda teşekkür ediyoruz. Yeşildirek mahallesi kentsel dönüşüme bir türlü girmedi. Bu kapsamda çalışmalarınız var mı ?
Yeşildirek mahallesi ile ilgili toki ile görüşmelerimiz oldu. Önceleri çok katlı yapılara izin verilmiş. Ancak daha sonra çok katlı yapılanmaya olumsuz bakıldı. Yeni güncel duruma göre çalışma yapılsın ve işe kaldığımız yerden devam edelim diye düşünüyoruz. Bu konuda Ankara’daki bürokratlarla birlikte çalışma grubu oluşturduk. Çalışma devam edecek. Yüksek katlar düşülecek daha düşük katlara göre bir çalışma yapılacak. Bizim kurduğumuz bir komisyon var. Bu komisyonla kentsel dönüşümü çok hızlandıracağız. Çok yakında 450 konutumuza tapularını dağıtacağız. Komisyon bu çalışmayı sürüdürecek. Barış Pınarı harekatı ile Urfa bir cazibe merkezi oldu. Cumhurbaşkanımız da buraya teşrif etmişlerdi. Ulusal basından Urfa’ya gelen misafirlerimizden şunları duyduk, otellerin ve ilçelerin bomboş olduğunu düşünüyorduk ama otellerde yer bulamadık dediler. Normal hayat akışında da hiçbir anormallik olmadığını gördüler. Hayat eskisi gibi devam ediyor. Urfa böyle bir şehir. Ürdün’den, Bursa’dan her yerden farklı gruplar Urfa’yı görmeye gelmeye devam ediyorlar. Urfa cazibe merkezi haline geldi. Urfa zaten cazibe merkezi haline gelmeyi hak etmiş bir şehir. Geçenlerde İtalya’nın başkenti Roma’ya gittiğimde orada şunu söyledim, Roma’da her şey tarih kitaplarına geçmiş. Ama Urfa’da araştırılacak çok şey var. Urfa’da gizem var ve yeni yeni şeyler var. Urfa insanı heyecanlandırıyor. Bir yeri kazıyorsun bir başka şeyle karşılaşıyorsun. İlk insanlığın merkezi burada. Eğer atalarımız nasıl yaşamış onun evrelerini görmek istiyorsanız Şanlıurfa’ya gelin. Bu abartı bir şey değildir. Bu bir gerçektir. Burada bulunan mozaikler bile dünyanın en zengin mozaiklerindendir.. Bizim mağaraları kazıyoruz, mozaikler çıkıyor, mezarlıklar çıkıyor. Gerçekten içinde herşeyi barındıran bir şehir. Bu bakımdan Urfa için ne söylesek abartmış olmuyoruz. Hepimizin ortak arzusu Urfa’nın tarihi güzelliklerini ortaya çıkarmak. Bunlara ilişkin özelliklerini korumak ve bu özellikleri ile turizme kazandırmak. Urfa’nın dışındaki modern hayatı buradan ayırt etmek. Bunu da yapacağız inşallah. Bu konuda attığımız adımları da siz de görüyorsunuz.
Cumhurbaşkanının Urfa ziyareti hakkında neler söyleyeceksiniz. Urfa sorunları hakkında Cumhurbaşkanı ile görüşmeniz oldu mu?
Elbette ki Cumhurbaşkanımızla Şanlıurfa hakkında konuştuk. Cumhurbaşkanımıza bir talebimizi iletirken orada bulunan teşkilattan biri araya girdi ve Sn. Cumhurbaşkanımız da açıklamaya gerek duymadan burası Urfa, biz buna tabiki evet diyeceğiz dedi. Bu kadar sıcak yaklaştı. . Sn. Cumhurbaşkanımız Urfa’ya mahsus olmak üzere çıktı caddede insanlarla görüştü, onlarla tokalaştı, onları dinledi ve konuştu. Sanki Urfa Cumhurbaşkanımızla öz kardeş gibiydi. Cumhurbaşkanımız çok samimiydi. Dışarıdan da bu konuda güzel tepkiler geldi. Urfa programı çok güzel oldu diyorlar. Cumhurbaşkanımıza biz Urfa’nın konularını aktardık. Cumhurbaşkanımız da taleplerimize çok büyük bir memnuniyetle yaklaştı.
Son olarak Şanlıurfalı hemşehrilerinize neler söyleyeceksiniz?
Benim arzum halkımızla, ilçelerimizle çok fazla birlikte olmak. Ama bir yapılandırmada bile işi iyice anlamak ve kavramakla mümkün olabiliyor. Kırsal anlamda yaptığımız bir şey aylık 700 milyon bir tasarrufa neden oluyor. Ankara’daki işlerimizin çok acil olarak takip edilmesi gerekiyor. Enerji hibelerini kaçırırsak aylık 16- 17 milyon bir para bütçemizden çıkacak. Bunu hızlandırdığımız takdirde bu para bize yatırım olarak kalacak. Bunlar için toplantıdan toplantıya geçiyoruz. Sabahın erken saatinde kalkıyoruz işin içerisine giriyoruz. Akşama kadar ara vermeksizin devam ediyoruz. Bizim genel sekreterimiz ve yardımcıları gerçekten tecrübeli ve yetkin arkadaşlarımız. Strateji, hakimiyet ve belediyeyi yönetmek bana ait ama bilen arkadaşlarla bu işte çalışmak da önemli. Allah’ın izniyle b ugüne kadar yaptığımız çok şey oldu. Yaptığımız herşeyde de halkımızın takdirini kazandık. İnanıyorum ki bundan sonra da sizlerin olumlu tepkilerini alacak çalışmalarımız devam edecek. Ben hemşehrilerimize ve sizlere çok teşekkür ediyorum. Bizi doğrudan doğruya halkımıza tanıtıyorsunuz.
Yorum Yazın