Şanlıurfa Tabipler Odası, pandemi sürecinde korona virüsünden dolayı hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını hastane önünde yaptığı saygı duruşu ve basın açıklamasıyla andı.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve ardından tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü, ülkemizde de çok sayıda sağlık personelinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Şanlıurfa Tabipler Odası üyeleri, pandemi sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları için Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde anma programı düzenlendi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile Diş Hekimleri Odası’nın da destek verdiği programda, vefat edenler saygı duruşunda bulunuldu ve ardından onların anısına gökyüzüne çeşitli renklerden oluşan balonlar bırakıldı.
YÜKSEKYAYLA: “DEMOKRASİ VE ADALET İSTİYORUZ”
Şanlıurfa Tabipler Odası Başkanı Osman Yüksekyayla, yaptığı açıklamada,
“Pandemide kaybettiğimiz sağlık emekçilerini saygı ve özlemle anıyor, toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet istiyoruz” dedi.
Pandeminin birinci yılında acı ve öfke ile dolu olduklarını vurgulayan Yüksekyayla, “Pandeminin tüm yükünü sağlık emekçilerinin üstüne yıktığınız, süreci yönetemediğiniz, bizleri koruyamadığınız için tükendik ve öldük. Suçlusunuz” diye ifade etti.
385 SAĞLIK EMEKÇİSİ HAYATINI KAYBETTİ
Yüksekyayla, bugüne kadar ülkemizde 2 milyon 800 Bin kişinin hastalandığını sözlerine ekleyerek, şu ifadelere yer verdi:
“Ölüm sayısı resmi rakamlarla dahi 30 bine ulaşmıştır. Yitirdiğimiz 385 sağlık emekçisi ile dünyadaki en yüksek kayıp rakamlarına ulaştık. Hepsini bugün saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. Pandemi dünyada neoliberal özelleştirmeci sağlık politikalarının sonucu olarak artmış, birçok ülkede sağlık sistemi iflas etmiş, koruyucu ve toplumsal sağlık hizmetlerinden uzaklaşma sonucu salgın önlenemediğinden bugünkü acı tablo ile karşılaşılmıştır. Pek çok ülkeyi çaresizliğe mahkûm eden bu salgın, kamusal sağlık anlayışının yaşamsal önemini bir kez daha hatırlatmıştır. Ülkemizde ise tüm bunlara ek olarak salgın epidemiyolojik veriler ışığında değerlendirilmemiş, günlük politikalar ile yönetilmeye çalışılmıştır. Ne yazık ki siyaset ve ekonomi insan yaşamının ve bilimin önüne geçmiştir. Oysaki başka bir sağlık sistemi, başka bir dünya mümkündür.
Bir yıllık sürede ısrarla sosyal ve ekonomik destek ile toplumsal hareketliliğin kısıtlanması sağlanmamış, aktif sürveyans ve filyasyon bir yana,endikasyonu olan herkese dahi test yapılmamış, hastane tedavisi gerekmeyen hastaların izolasyonunda sorunlar yaşanmış, vaka sayılarının düşük gösterilmesi ile bulaş zinciri Sağlık Bakanlığı eliyle büyütülmüştür. Kasım-Aralık aylarında ise sağlık sistemi çökme noktasına gelmiş, ancak sağlık emekçilerinin özverili ve canla başla çalışması sonucu tablonun olabildiği kadar kötüleşmesi önlenmeye çalışılmıştır. Pandeminin sahada karşılanamaması sonucu 2. ve 3. basamak hastanelerde hasta yoğunluğu artınca servisler ve yoğun bakımlarda yer bulma sıkıntısı yaşanması üzerine boş alanlar yataklı servis veya yoğun bakımlara dönüştürülmüştür. Bu durum Gaziantep’te çıkan yangında yaşandığı üzere ölümleri arttırmıştır. Pandemi ülkemizde ve dünyada eşitsizlikleri gözler önüne sermiş ve artırmış, en fazla yoksul, işçi, işsiz, dar gelirli kesim hastalanmış veya ölmüştür.”
SAĞLIKÇILARIN TALEPLERİ
Yüksekyayla, taleplerini ise şöyle sıraladı:
“COVID-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin.
Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın.Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın. Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin.Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
Liyakatsiz atamalar, tip sözleşme dayatmaları, tıp eğitimini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin açılması durdurulsun. Sağlık emek meslek örgütleri, tabip odaları ve hekimler olarak 14 Mart Tıp Haftası’nda sağlık ortamının tüm olumsuzluklarına rağmen sayısız eylem ve etkinliklerle “Yitirdiklerimiz gönlümüzde, taleplerimiz dilimizde” diyeceğiz. Bir kez daha pandemide kaybettiğimiz sağlık emekçilerini saygı ve özlemle anıyor; hekimlik değerlerinden aldığımız güçle Toplumsal Sağlık İçin Demokrasi ve Adalet talep ediyoruz.”
BİHA
Yorum Yazın