Türkiye’de resmi olarak satılan gübrenin yaklaşık yüzde 10’u ile kimyasal ilaçların yüzde 5’inin Şanlıurfa’da tüketildiğine dikkati çeken Şanlıurfa Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy, bunun yer altı suları için tehlike oluşturduğuna dikkati çekti. “Şanlıurfa’da yer altı suları için tehlike çanları çalmaya başladı, belki de geçiyor” diyen Aksoy, “Bu kadar çok kimyasal gübre, bu kadar çok kimyasal ilaç ve kadar çok kimyasalla muhatap olan toprağın çoraklaşması ve ölmesi kaçınılmaz olur” dedi. Aksoy, bu noktada mikrobiyal gübrelerin çözüm olabileceğine de vurgu yaptı.
Toprak Gübre ve Su KaynaklarıMerkez Araştırma Enstitüsü tarafından ülke topraklarından izole edilerekgeliştirilen ve tescili alınan AZOTEK-1 Mikrobiyal Gübresi, GAPTAEM tarafındantescil edilen Şanlıbey kırmızı mercimek çeşidinde uygulandı.
GAP Tarımsal AraştırmaEnstitüsü Müdürlüğü (GAPTAEM) tarafından Talat Demirören Araştırma İstasyonundatarla günü etkinliği düzenlendi.
Mikrobiyal GübreUygulamalarının Yaygınlaştırılması isimli projenin tanıtıldığı etkinliğeŞanlıurfa İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy, GAP Tarımsal AraştırmaEnstitüsü Müdürü (GAPTAEM) İbrahim Halil Çetiner, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi DekanıProf. Dr. Ahmet Yılmaz, Şanlıurfa TKDK İl Koordinatörü Mehmet Uçman, HarranÜniversitesi akademisyenleri, özel sektör temsilcileri, kurum amirleri veöğrenciler katılım sağladı.
Şanlıurfa Tarım ve Orman İlMüdürü Mehmet Aksoy, tarla günlerinin önemine dikkat çekerek, yapılandenemelerin laboratuvar ortamında kalmaması gerektiğini belirtti.
AKSOY: ŞANLIURFA’DA YER ALTISULARI İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALMAYA BAŞLADI
Aksoy, yer altı sularının tehlikealtında olduğunu vurguladı. Türkiye'de satılan gübre ve kimyasal ilaçların önemlibir kısmının Şanlıurfa'da tüketildiğini de ifade eden Aksoy, şunları kaydett:
“Şanlıurfa’da yer altı sularıiçin tehlike çanları çalmaya başladı, belki de geçiyor. Türkiye’de satılangübrenin yaklaşık yüzde 10’u Urfa’da tüketiliyor. Türkiye’de satılan kimyasalilaçların yüzde 5’i resmi olanları söylüyorum benim şehrimde tüketiliyor. Bukadar çok kimyasal gübre, bu kadar çok kimyasal ilaç ve kadar çok kimyasallamuhatap olan toprağın çoraklaşması ve ölmesi kaçınılmaz olur. Bunun içinmikrobiyal çalışma yapan GAPTEAM’daki arkadaşlarıma, üniversitedeki değerlihocalarıma ve bilim üreten herkese teşekkür ediyorum.“
ÇETİNER: MERCİMEĞİN ANA VATANINDA MİKROBİYAL UYGULAMASINI DENENDİ
GAP Tarımsal AraştırmaEnstitüsü Müdürü İbrahim Halil Çetiner ise tarla gününün öneminde değinerek, “Bugüntarla günümüzde mercimekte uygulanan mikrobiyal gübrenin sonuçlarına tarladahep birlikte şahit olacağız. Bölgemiz kadim bir geçmişe sahip ve Mezopotamya'daki tarım nereden bakarsanız 12 bin yıl eskiye gidiyor. Bu bölgedebirçok bitkinin de ana vatanı olduğunu biliyoruz, buğday ve mercimek gibi. İlktarımın yapıldığı ve bölgede en çok mercimeğinüretildiği il. Mercimeğin ana vatanında mikrobiyal uygulamasını denedi arkadaşlar. “ ifadesinikullandı:
MİKROBİYAL GÜBRELEME ÇEVRE DOSTU
Çetiner, mikrobiyalgübrelemenin sürdürülebilir tarım için önemine işaret etti. Kimyasal gübrelerinavantajlarına dikkat Mikrobiyal gübrenin çevre dostu bir alternatif olduğunuvurgulayan Çetiner,” Kimsayalgübrenin masrafının yüksek olması, aşırı kullanımından doğan toprak kirliliği,sulama suyundaki kirlilik, içme suyundaki nitrat oranının artması gibidezantajlar göz önüne alındığında mikrobiyal gübrenin önemi bir kez daha öneçıkacak. “ dedi.
YILMAZ: TARIM ARAZİLERİ AZALDI,NÜFUS ARTTI
Harran Üniversitesi ZiraatFakültesi Dekanı Ahmet Yılmaz, 40 yıl önce 27 milyon hektar tarım arazisininbulunduğunu ancak bu rakamın günümüzde 23-23.5 milyon hektara düştüğünübelirtti. Bu kaybın büyük bir kısmının amaç dışı kullanıma bağlı olduğunuvurgulayan Yılmaz, nüfusun ise 40 yıl öncesine göre üç kat arttığına dikkatçekti.
Kuraklık, erozyon ve amaç dışıkullanım gibi faktörlerin tarımsal verimliliği olumsuz etkilediğine değinenYılmaz, endüstriyel tarımın daha fazla ürün almak amacıyla yapıldığını ancak budurumun çevre ve toprak kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyledi.
“BÖYLE GİDERSE TARIM BİZİBESLEYEMEYECEK”
Ülkede yılda 6 milyon tonkimyasal gübre ve 300 bin ton kimyasal ilaç kullanıldığını belirten Yılmaz,konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Endüstüriyel tarım yapıyoruzki, çok ürün alalım. Bu açığı kapatmak için birim alandan daha çok verim almakistiyoruz. Daha çok kimyevi gübre kullanılıyoruz. 6 milyon ton kimyevi gübre kullanıyor ülkemiz.300 bin ton kimyevi ilaç kullanıyor. Bir taraftan kendi hayatiyetimizisürdürürken, bir taraftanda çevremizi kirletiyoruz. Erozyonla toprağımızınkaliteli kısmı akıp gidiyor. Verdiğimiz gübrelerin tamamen bitki almıyor.Yeraltı sularına, akarsulara ve göllere karışıyor. O zaman ne olacak bugidişler, tarım bizi besleyemeyecek. “
POTANSİYEL ÇÖZÜM MİKROBİYALGÜBRE
Yılmaz, mikrobiyal gübrelerinpotansiyel bir çözüm olabileceğini dile getirdi.
Mikrobiyal gübrelerin, doğalolarak tarla ve toprakta bulunan bakteri, algler ve mikorizalar gibi canlıorganizmaları içerdiğini belirten Yılmaz, bu gübrelerin toprağın yapısınıiyileştirdiğini ve verimliliği artırdığını belirtti.
ALMACA:HEM EKONOMİYE HEM DETOPRAKLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİR KULLANIMINA KATKI SAĞLANMASI HEDEFLENİYOR
Proje yürütücüsü Ziraat YüksekMühendisi Nesibe Devrim Almaca yaptığı sunumda, Türkiye topraklarının genelolarak organik maddece fakir ve mikrobiyal aktivitelerinin düşük olduğunu, bunedenle yoğun kimyasal gübre kullanımının teşvik edildiğini, bunun da ülkeekonomisine maliyet getirmekle beraber yanlış ve aşırı kullanımdan dolayıtoprakların kirlenmesine ve verimliliklerinin düşmesine neden olduğunuaçıkladı.
Almaca, mikrobiyal gübrelerinbaklagillerde kullanımıyla hem ülke ekonomisine hem de topraklarınsürdürülebilir kullanımına katkı sağlanmasının hedeflendiğini belirtti.
Program sonunda Proje uygulamaalanı gezilerek yapılan uygulamalar yerinde görüldü. mikrobiyal gübre hakkındabilgilendirmelerinin ardından, arazide katılımcılara bikrobiyal gübrelerinuygulandığı kırmızı mercimekte proje uygulamaları hakkında bilgi verildi.
Yorum Yazın