Kadın ve Çocuk Hakları Derneği ve Avrupa Birliği Sivil Düşün Platformu tarafından ortaklaşa düzenlenen “Kız çocuklarının kıymeti” adlı çalıştay Adıyaman'ın Kâhta ilçesinde büyük bir katılımla gerçekleşti.
Programa, Sosyal Hizmet Uzmanı Bedriye Bozat, Demir Leblebi sivil toplum kuruluşu temsilcisi Sevna Somuncuoğlu, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İletişim Uzmanı Profesör Güldemin Darbaş, Sosyolog/Yazar Murat Sertoğlu, BİHA Temsilcisi Sosyolog Gazeteci/Yazar İbrahim Halil Arslan ve modaratör olarak da Rehberlik Öğretmeni Esra Balalmaz katıldı.
Açılış konuşmasını Kadın ve Çocuk Hakları Derneği Başkanı Emine Kardeş yaptı. Kardeş, toplumların en büyük sorunlarının başında kız çocuklarının toplumda gereken değeri bulamamasından kaynaklanan problemlerin olduğunu belirtti.
“Kız çocuklarının kıymeti” adlı çalıştaya katılan konuşmacılar, resmi kurum ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri; kızların yaşam kalitesinin artırılması, sosyal baskıların azaltılması, eğitim ve iletişim sorunlarının giderilmesi gibi konularda fikir beyan etti.
Çalıştay, Demir Leblebi sivil toplum kuruluşu temsilcisi Sevna Somuncuoğlu'nun “Erken ve zorla evlilikler” konuşmasıyla başladı. Somuncuoğlu konuşmasında şunları söyledi: “Dünyada en fazla erken yaşta evlilik Nijer'de yapılmaktadır. Türkiye'de de erken yaşta evlilik konusunda önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Mesela Türkiyenin Doğusundan batısına gittiğinizde herkes er yaşta evliliklerinin doğuda olduğunu söyler. Edirne'ye gittiğinizde ‘bizde böyle bir sorun yok bu tür evlilikler doğudadır’ deyip kendilerini temize çıkarıyorlar. Bu sorun Antalya'da da böyle, iç Anadolu'da da durum böyle, hatta en fazla erken yaşta evlilikler Antalya’da gerçekleşmektedir. Erken yaşta evlilikler, bazı bölgelerde fakirlikten bazı bölgelerde de kültürel etkilerden kaynaklanmaktadır. Dünyanın neresinde olursa olsun, istenmeyen her evlilik zorla evliliktir.”
Sosyal Hizmetler Uzmanı Bedriye Bozat, ailelerin sosyal ve psikolojik destek konusunda gerekli desteğin verilmesi için gerekli alt yapı çalışmalarının daha fazla görünür hale gelmesi gerektiğini söyledi. Bozat konuşmasında şunları kaydetti:
“Toplumsal sorunların başında yine cinsiyet ayrımcılığı sorunu gelmektedir. Cinsiyet ayrımcılığının küçük yaşlardan itibaren başlamasından kaynaklanan sorunlar, toplumun genel durumu konusunda da sorunlara neden olmaktadır. Hayatımızın bütün alanlarında cinsiyet ayrımcılığıyla karşı karşıya gelmekteyiz. Mesela atasözlerimiz, deyimler, müstehcenlik içeren hikayeler, evlerde haremlik ve selamlık konusunda gösterilen hassasiyetler cinsel ayrımcılığı tetiklemektedir. Devlet mekanizmaları cinsiyet ayrımcılığı konusunda oldukça hassas bir şekilde çalışıyor ancak, sürdürülebilirlik konusunda daha organizasyon gerektiren tedbirlerin alınması gerekmektedir.”
Sosyal Hizmetler Temsilcisi Sosyolog/Yazar Murat Sertpolat, “Ev içi emek” başlıklı konuşmasında şunları ifadelere yer verdi: “Bugün evlerde görünmeyen iş gücüne dayalı bütün emekler ekonomiye dönüştürülse büyük bir bütçeye dönüşecektir. Ev içinde emeğe dayanarak yapılan bütün işler, ev içi emek olarak değerlendirilmektedir. Kadınlar ve kızlar ev içinde yapılan emeklerinin karşılığında ücret talep etseydi bu külfetin altından hiçbir toplum kalkamazdı. Dolayısıyla toplumların kadınların emeğini yok sayarak bir yerlere gelmesi mümkün gözükmüyor.”
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İletişim Uzmanı Güldemin Darbaş ise gelişen ve dönüşen toplumların iletişim konusundaki sorunları toplumsal sorunlara neden olmakta olduğunu belirtti. Darbaş, “Geniş aileler zamanla yerini çekirdek ailelere bırakmıştır. Türkiye'de genel olarak çekirdek aile yapısı mevcuttur. Dolayısıyla ile içi iletişim eski dönemlerdeki iletişimden farklı olarak daha fazla önem arz etmektedir. Uzmanlar aileyi bir şirket yapısı olarak ele almaktadırlar. Şirkette herkes yaptığı işin ve emeğin karşılığını almak için çaba sarf etmektedirler. Dolayısıyla aile içinde gereken iletişim olmaması halinde herkes kendi üzerine düşen görevi yapma konusunda sorun yaşamaktadır. Bu sorunlar genel olarak toplumsal sorunlara dönüşerek içinden çıkılmaz bir hale gelmektedir” diye konuştu.
BİHA Temsilcisi Gazeteci/Yazar Sosyolog İbrahim Halil Arslan ise kızların okullaşma sorunları gündeme getirerek eğitimsizliğin aslında bütün sorunlara kapı araladığını ifade etti. Arslan konuşmasında, “Kadim medeniyetlerin merkezi olan Mezopotamya bölgesinde eğitimi konuşmak bu toplum adına aslında büyük bir zül'dür. Bu coğrafya nasıl olurda insanlığa ışık tutmuş medeniyetleri barındırıp eğitimde dünyaya örneklik teşkil etmişken, bugün bölgedeki eğitimsizliği tartışıyoruz. Bizler toplumsal sorunların çözümünde kızların eğitimini büyük bir hassasiyetle ele alıp kız çocuklarını topluma kazandırılmalıyız ki toplumsal barış, huzur, kardeşlik sağlanabilsin. Kız ocuklarını eğitmeyen/okutmayan toplumlar sağlıklı bireyler ve toplum var etmesi düşünülemez” sözlerine yer verdi.
Çalıştay, katılım gösteren kurum müdürleri ve temsilcilerinin soru ve cevap şeklinde yaptıkları tartışmayla son buldu.
İbrahim Halil ARSLAN-Adıyaman/BİHA
Yorum Yazın