
Küresel Gazeteciler Konseyi olarak, İran’ın başkenti Tahran’da devlet televizyonu IRIB’e (Sedâ ve Simâ Kurumu) yönelik gerçekleştirilen füze saldırısını en sert biçimde kınıyoruz. Bu menfur saldırı, sadece bir yayın kuruluşuna değil, aynı zamanda halkın haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne yapılmış açık bir saldırıdır.
Saldırının İsrail tarafından düzenlenmiş olması, son dönemde Filistin başta olmak üzere çatışma bölgelerinde gazetecileri doğrudan hedef alan sistematik politikaların bir devamı niteliğindedir. İsrail, daha önce Gazze'de görev yapan çok sayıda gazeteciyi kasıtlı saldırılarla şehit etmiş; medya kuruluşlarını bilerek hedef alarak uluslararası hukuku hiçe saymıştır. Tahran’da hedef alınan televizyon binası, bu çerçevede basına ve gazetecilere yönelik saldırgan tutumun yeni bir halkasıdır.
Unutulmamalıdır ki, çatışma koşullarında dahi basın mensuplarının korunması uluslararası insancıl hukukun temel ilkelerindendir. Gazetecilere yönelik saldırılar savaş suçu kapsamına girer ve cezasız bırakılmamalıdır.
Gazetecilerin hedef alınmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. İran’da görev yapan meslektaşlarımızın yanındayız. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da görev yapan tüm gazetecilerle dayanışma içindeyiz.
Uluslararası toplumu, basın özgürlüğüne yönelik bu sistematik saldırılar karşısında daha fazla sessiz kalmamaya; gazetecileri koruyacak etkili mekanizmaları devreye sokmaya çağırıyoruz.
Küresel Gazeteciler Konseyi olarak, tüm dünyada görevini onurla yürüten gazetecilerin güvenliğini savunmaya, dayanışmayı büyütmeye ve basın özgürlüğünü kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.
KÜRESEL GAZETECİLER KONSEYİ YÖNETİM KURULU
Yorum Yazın