Ülkemizde sanatçıların, siyasi partilerin, yerel yöneticilerin, STK’ların, Derneklerin, kısacası tüm kesimlerin sadece ‘Engelliler Haftası’nda, ya da ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde sahip çıktığı engellileri, yılın diğer günlerinde kimse hatırlamıyor. Engelli bireylerin sessiz çığlığı ‘Engel-siz-siniz’ ise sadece duyarlı insanların kulağında çınlıyor.
(Faruk DEVECİ-Özel Haber/Şanlıurfa OLAY)
ENGELLİLER SADECE ÖZEL GÜNLERDE İLGİ ODAGI
Konserlerde, maçlarda, her toplantıda engelliler hep en öndedir. Siyasi partilerin seçim dönemlerinde engellilere ilgisi ve engelli hakları söylemleri, zirve yapar. Tüm toplantılarda engellilerin sorunları masaya yatırılır, çözümler aranır. Belediyeler, çeşitli zamanlarda başkanların o meşhur pozlarıyla, engellilere tekerlekli sandalye dağıtma töreni düzenler. Ne zaman engelli konusu açılsa, “hepimiz potansiyel engelli adayıyız” denerek karşılarındaki engelli bireye, moral verilmeye çalışılır. Oysa uygulamada ve gerçek yaşamda durum ne yazık ki, böyle değil. Özel günler dışında, engelli bireyleri hatırlayan yok!
ENGELLİLERİN TÜM TEMEL HAKLARI YA GASP, YA DA İHLAL EDİLİYOR!
İnsan hakları; tüm insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olması değil midir? Şehirler, kurum ve kuruluşlar, okullar, hastaneler, AVM’ler, bankalar, kaldırımlar, yollar, toplu taşıma araçları, parklar, bahçeler, hatta tuvaletler… Bunların hiç biri eşit değil, hiç biri engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmıyor, aksine zorlaştırıyor. Engelli bireylerin seçme ve seçilme hakkı, çalışma hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı ve daha sayamadığımız neredeyse tüm temel hakları, ya gasp, ya da ihlal ediliyor. Engellilerin yaşam hakkı bile engelleniyor!
SADECE BİRAZ DAHA HASSAS VE DUYARLI OLMAK YETER
Bütün bunlara engel olmak ise bizlerin elinde… İnsanların fiziksel kusurları olabilir, her insan, her an, talihsiz bir olay yaşayarak, her an bir engelli olabilir. Her sağlam insan, potansiyel bir engelli adayıdır. Bunun içindir ki, fiziksel engel sorun teşkil etmez. Yeter ki; engel kafalarda olmasın.
Sadece biraz daha hassas ve duyarlı olmak yetecek aslında.
ASIL ENGEL BEDENDE DEĞİL, KAFALARDA...
Şanlıurfa'da tekerlekli sandalye kullanan engelli vatandaşlara kaldırımlardan iniş-çıkış için yaparken kullanmaları için yapılan rampaların önü çoğu kez araçlarla kapatılıyor. Oysa 2005 yılında 5378 sayılı Özürlüler Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle, kamuya açık alanların engellilerin kullanımına uygun hale getirilmesi karara bağlanmıştı. Kanunda, bunun gereklerinin yapılması için 7 yıl süre verildi. Süre Temmuz 2013'te doldu. Bu süre kapsamında başta belediyeler olmak üzere çeşitli kamu kurum ve kuruluşları eksiklikleri giderme ve çeşitli altyapı düzenlemeleri yapma noktasında adım atarken, bazı duyarsız vatandaşlar nedeniyle bu uygulamalar kullanılamaz hale geldi.
Yorum Yazın