Doğa Koleji konusunda her türlü senaryoya karşı tedbir aldık
GündemMilli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, eğitimin, kendileri için her zaman bir ülke ve millet ödevi olduğunu, 2020 yılında eğitim bütçesinin, merkezi yönetim bütçesinin yüzde 16,2'sini oluşturduğunu belirtti. Selçuk, 2020'nin, okul terklerinin ve öğrenci barınma sorunlarının en aza indirileceği, güvenli eğitim ortamlarının sağlanmasına, dezavantajlı kesimlerin eğitimden azami derecede faydalanmasına, eğitimin her kademesinde niteliğin artırılmasına, tekli eğitime geçilmesine, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına, mesleki ve teknik eğitim atölye ve laboratuvarlarının modernizasyonuna, rehberlik hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına, tasarım ve beceri atölyelerinin kurulmasına, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin desteklenmesine yönelik hamle ve yatırım yılı olacağını bildirdi.
Ders çizelgelerinin yeniden yapılandırılması
Bulundukları çağda öğrencilerin üretken bireyler olabilmesi için temel bilgi, beceri ve değerleri edindirme sürecinin de bu doğrultuda değiştiğini dile getiren Selçuk, kendilerinden çok şey beklenen ve büyük umutlar bağlanan genç nesillerin daha donanımlı bir şekilde yetiştirilmesi için öğretim programlarının buna uygun değiştirilmesi, dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu ve 11. Kalkınma Planı kapsamında öğretim programlarında değişikliklerin yapısal olarak hayata geçirilmesinin hedeflendiğini, pilot çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığını belirtti.
Ziya Selçuk, bu hedef doğrultusunda; temel becerilere ilişkin zorunlu derslerin korunması şartıyla derinleşme, kişiselleştirme, uygulamaya yeterli zaman sağlamak için zorunlu ders saati ve çeşitlerinin azaltılması, tüm eğitim kademelerinde ders çizelgelerinin yeniden yapılandırılması, özel eğitim ihtiyacı olan bireylere yönelik müfredatın zamanın ruhuna uygun olarak tasarlanması, hayat boyu öğrenme programlarının çeşitliliği ve niteliğinin artırılarak kazanımlarının belgelendirilmesine ilişkin çalışmalarına kararlılıkla devam edeceklerini anlattı.
Öğrencilerin dört temel dil becerisi yeterliliklerinin tespit edilmesi ve bu doğrultuda dil düzeylerinin belirlenmesi çalışmalarının kendileri için ayrı bir önem ifade ettiğini vurgulayan Selçuk, bundan hareketle 2023 Eğitim Vizyonu'nda Türkçe dil yeterlilikleri konusuna ayrı bir başlık açarak Türkçenin korunması ve geliştirilmesini temel eğitimin omurgası olarak ele aldıklarını, "Türkçe Söz Varlığı Projesi" ile "Dört Beceride Türkçe Dil Yeterliklerinin Belirlenmesi ve Ölçülmesi Projesini" hayata geçirdiklerini anımsattı.
Selçuk, Dört Beceride Türkçe Dil Yeterliklerinin Belirlenmesi ve Ölçülmesi Projesi kapsamında öğrencilerin okuma, yazma, dinleme ve konuşma becerilerine sahip olma durumlarını belirlemek amacıyla ilk kez bir Türkçe sınavı uyguladıklarını söyledi.
Bakan Selçuk, Türkçe Söz Varlığı Projesi ile yazılı ve sözlü dile dayalı öğrenci derlemi, çocuk yazını derlemi ve genel Türkçe derlemi oluşturmayı amaçladıklarını belirtti.
"Güçlü öğretmen, güçlü gelecek"
Eğitim politikaları başta olmak üzere müfredat, materyal, teknoloji gibi alanlarda yapılan her türlü reform ve iyileştirme çabalarının başarısının, uygulamada büyük ölçüde öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin mesleki yeterlilikleri, adanmışlıkları bakımından önemli olduğunu ifade eden Selçuk, bu çerçevede, odağı çocuğun refahı olan kapsayıcı ve nitelikli bir eğitim hizmetinin sağlanmasında, öğretmen ve okul yöneticilerinin mesleki becerilerinin geliştirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Selçuk, eğitime ilişkin hareket noktalarının, "Güçlü öğretmen, güçlü gelecek" olduğuna işaret ederek değişim ve dönüşümün ancak ve ancak öğretmenle olacağını söyledi.
"Öğretmen Destek Noktaları" ile Türkiye'nin dört bir yanında mesleki gelişim programlarıyla dünyadaki güncel gelişmeler ışığında öğretmenlerin yanında olacaklarını belirten Selçuk, şöyle devam etti:
"İl ve ilçe düzeyinde destek noktaları vasıtasıyla Türkiye'nin öğretmen eğitiminin, okullarındaki, sınıflarındaki her türlü iş ve işlemin nasıl geliştirileceğine dair ortak bir fikir, dil ve eylem alanı oluşturuyoruz. Destek noktaları vasıtasıyla sürdürülebilir ve sürekli eğitimi hedefliyoruz. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri gibi Türkiye'nin birikimi ile öğretmenlerin mesleki gelişimindeki her ihtiyacını anlık olarak belirleyen, destekleyen bir yapı kurmayı hedefliyoruz.
Ayrıca mevcut insan kaynağının en verimli şekilde kıymetlendirilmesi ve aidiyetin güçlenmesi için öğretmen ve yöneticilerin hakları konusunda gerekli duyarlılık gösterilerek öğretmen ve okul yöneticilerimizin atanmaları, çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri diğer hususları dikkate alan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin dosyamızı Cumhurbaşkanlığına sunduk."
"Genç öğretmen kadrosu"
Bakanlığa bağlı resmi eğitim kurumlarında 946 bin 114 öğretmen bulunduğunu aktaran Selçuk, hükümetleri döneminde atanan öğretmen sayısının, mevcut öğretmen sayısının yüzde 69'una karşılık geldiğini bildirdi. Bunun aynı zamanda genç bir öğretmen kadrosuna sahip olduklarını gösterdiğini ifade eden Selçuk, 40 yaş ve altındaki öğretmen sayısının, toplam öğretmen sayısının yüzde 65'i olduğunu söyledi.
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ilköğretimde 16'ya, ortaöğretimde de 11'e düştüğüne dikkati çeken Selçuk, tüm coğrafi bölgelerdeki öğretmen doluluk oranlarının birbirine yakın düzeye yükseltildiğini, norm kadro doluluk oranlarının Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 90,61, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 88,45, ülke genelinde ise yüzde 90,34 seviyesinde olduğunu bildirdi.
Veriye dayalı yönetim anlayışı
Selçuk, bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde veriye dayalı yönetim anlayışını benimsediğini, bu anlayıştan hareketle eğitime ayrılan kaynakların daha etkin planlanabilmesi ve okul kapasitelerinin belirlenebilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemini hayata geçirdiğini söyledi.
Bakan Selçuk, bu sistemle planlaması, izlenmesi, denetlenmesi çok daha kolay ve sağlıklı hale getirilen eğitim altyapısını, derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak ve ikili öğretime son vererek okullarda tam gün eğitim ve öğretime geçme hedefleri doğrultusunda güçlendirdiklerini anlattı.
Bu çerçevede 2003'ten bugüne kadar, 51 bin 912'si hayırsever vatandaş tarafından olmak üzere toplam 315 bin 884 yeni dersliğin yapımının tamamlanarak eğitim ve öğretimin hizmetine sunulduğunu anlatan Selçuk, bütün bu çalışmalar sonrasında derslik başına düşen öğrenci sayısının ilköğretimde 24'e, ortaöğretimde ise 20'ye düştüğünü belirtti.
Türk eğitim sisteminin daha iyi hale gelmesinde hayırseverlerin büyük katkısı olduğuna işaret eden Selçuk, "Eğitime katkı sağlamak isteyen her bir yurttaşımızın bu arzusunu daha kolay gerçekleştirebilmesi için yazılımsal bir altyapı kurduk. Pilot çalışmasını tamamladık. Okul yurttaş iş birliğini gerçekleştirmek için hazırladığımız bu altyapının pilot çalışmasının ardından uygulamasına önümüzdeki yıldan itibaren geçilecektir." diye konuştu.
Güvenli eğitim çalışmaları gelecek ay açıklanacak
Ziya Selçuk, geleceğin teminatı çocukların güvenli bir eğitim ve öğretim hayatı geçirmelerini, muhtemel şiddet olayları ile madde bağımlılığı ve diğer zararlı alışkanlıklardan korunmalarını sağlamak amacıyla 752 okulun, Emniyet Genel Müdürlüğü Kent Güvenliği Yönetim Sistemi'ne entegre edildiğini anımsatarak "1 yıldır süren çalışmaların sonucunu önümüzdeki ay açıklama imkanımız olacak." dedi.
Kültür, sanat, spor, bilim ve hayat becerilerinde çocuklara derinlikli bir bakış açısı sunmak ve ellerini kullanmalarına fırsat vererek teori ve pratiği birleştirmeleri için bir ortam oluşturmak için çaba harcadıklarını dile getiren Selçuk, "Elleriyle, gözleriyle, duygularıyla, zihniyle, parmak uçlarıyla muhteşem bir sistem olan varlığının her detayını harekete geçirsin, öğrensin diye tasarım beceri atölyeleri oluşturduk. Son 1 yıl içinde 5 binden fazla atölyeyi hizmete soktuk." ifadesini kullandı.
700 okula daha etkileşimli tahta
Öğrenme süreçlerinin teknolojik altyapıyla desteklenmesinde önemli mesafe kaydedildiğini vurgulayan Selçuk, şu bilgileri verdi:
"Bugüne kadar 432 bin 288 adet etkileşimli tahta okullarımıza kurulmuştur. Yaklaşık 700 okul için 11 bin adet etkileşimli tahtanın sözleşmesi yapılmış olup 2019 sonuna kadar ilgili okullara kurulumu yapılacaktır. 13 bin 489 okula Sanal Özel Ağ (VPN) üzerinden geniş bant internet erişimi verilmektedir. Altyapının verimli ve etkili kullanılabilmesi öğretmenlerimizin yetkinliğine ve özellikle de dijital eğitim içeriklerinin kalitesine, yeterliliğine ve kullanılabilir olmasına bağlıdır. TÜBİTAK Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi’yle imzalanan sözleşme ile; milli işletim sistemi Pardus'un okullarda yaygınlaştırılması sağlayarak Türk yazılım endüstrisine destek de verilmektedir."
Sağlanan destekler
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, 2020 yılı bütçesinden öğrencilere doğrudan nakdi ve ayni olarak önemli destekler sağlamaya devam edeceklerini bildirdi.
Selçuk, ilköğretim ve ortaöğretimde 284 bin 535 öğrencinin faydalandığı burslar için 1 milyar 20 milyon lira,1 milyon 248 bin 983 öğrencinin faydalandığı taşımalı eğitim ve yemek yardım programı için 4,5 milyar lira, 385 bin 943 engelli çocuğun faydalanacağı eğitim programları için 3 milyar 680 milyon lira, destekleme ve yetiştirme kursu çerçevesinde 1 milyar 800 milyon lira, özel okullara giden 157 bin 32 öğrenciye eğitim öğretim desteği kapsamında 804 milyon lira, pansiyonlarda barınan 344 bin öğrenciye barınma, harçlık ve giyim-kırtasiye desteği olarak 1 milyar 480 milyon lira, ücretsiz kitap desteği kapsamında 1 milyar 334 milyon lira, üniversitelerde harcı kaldırmaları sonucunda 2 milyon 186 bin üniversite öğrencisi için üniversitelere 600 milyon lira destek verileceğini açıkladı.
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere sunulan eğitim hizmetlerinin niteliğini artırmak, sağlıklı ve nitelikli malzemelerden oluşan materyal teminini sağlamak amacıyla 100 farklı çeşitten toplam 143 bin materyal seti hazırlandığını söyleyen Selçuk, "Üretilen bu materyaller 81 ilde öğrenim gören özel çocuklarımızın okullarına gönderilmiştir. Söz konusu materyaller 6 bin özel eğitim sınıfının ve okulunun materyal ihtiyacını karşılamıştır. Bunun yanında dijital içerikli özel eğitim materyallerinin oluşturulmasına yönelik olarak çalışmalara başlanmıştır." diye konuştu.
2019-2020 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla tüm eğitim kademelerinde toplam 14 bin 332 özel okul bulunduğunu belirten Selçuk, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında açık öğretim öğrencileri hariç tüm özel okullarda kayıtlı öğrencilerin toplam öğrenci sayısına oranının yüzde 8,72’ye ulaştığını, örgün eğitim içerisindeki özel okul sayılarının toplam okul sayısına oranının ise yüzde 19,2 olduğunu kaydetti.
Eğitim sisteminde ciddi bir yük üstlenen özel öğretim alanının gelecek üç yıllık süreçte daha esnek ve amaca dönük bir yapıya kavuşturulacağını ifade eden Selçuk, "Uluslararası standartlar getirilerek gelişen özel öğretim, tüm okullar için destekleyici ve geliştirici bir işlev üstlenecektir." dedi.
Özel öğretime teşvik uygulamasını kademeli olarak kaldırma kararı aldıklarını anımsatan Selçuk, "Bu kapsamda, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında eğitim-öğretim desteği kapsamına yeni öğrenci alınmamıştır. 2020 yılı bütçemizde, henüz öğretim kademesini tamamlamayan 84 bin 964 öğrencinin eğitim ve öğretim desteği olarak 329 milyon lira ödenek öngörülmüştür." ifadelerini kullandı.
Ölçme ve değerlendirmenin üç temel ilkesi olan "güvenirlik, geçerlik ve kullanışlılık" ilkelerini göz önüne alarak Ankara'da bulunan sınav evrakının hazırlandığı ve basıldığı tesisleri yenilediklerini belirten Selçuk, "Çocuğun sadece adını, soyadını, derste nasıl olduğunu, uslu mu, hareketli mi olduğunu bilmek bize yetmez. İlgisini, merakını, hayalini, elinin becerisini, evde ne okuduğunu, ne yaptığını, bütün bu süreçleriyle bilmek gerekir. Bilelim ki çocuklarımızı izleyelim, değerlendirelim, eksik gördüğümüz yerlere müdahale edelim istiyoruz. Öğrencilerimizi tanıdığımız haliyle yönlendirmek için e-portfolyo sistemini geliştirdik." diye konuştu.
PISA sonuçları
PISA 2018 sonuçlarını da değerlendiren Selçuk, Türkiye'nin, okuma becerileri alanındaki değerlendirme sonuçlarına göre ortalama puanını 428’ten 466’ya, matematik alanındaki sonuçlara göre ortalama puanını 420’den 454’e, fen alanında ortalama puanını 425’ten 468’e çıkardığını kaydetti.
Eğitimin, Türkiye'nin yarınını şekillendiren en önemli unsur ve insana dair yapılacak yatırımların en değerlisi olduğuna işaret eden Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Hükümetimiz bu bilinçle hareket etmekte, eğitim alanına yönelik yatırımlarını bilimsel ve pedagojik gelişmelerle koşut bir şekilde sürdürmektedir. Eğitimin ortak memleket meselesi olarak görülüp bu desteğin sürdürülmesi önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Selçuk'un konuşmasından sonra söz alarak "Saray eğitim bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığının yetkilerini kullanıyor. Davul kendi elinizde olsa da tokmak sarayda. Gölge saray eğitim bakanlığı Milli Eğitim Bakanı'nın yetkilerini kullanıyor." eleştirisinde bulundu.
Selçuk, bakanlığının 2020 yılı bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını da yanıtladı.
Bakanlığın bütün görev alanlarında büyük gayret içinde olduklarını ifade eden Selçuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir güven dahilinde kendisine bu görevi tevdi ettiğini, bu güven içinde görevinin başında olduğunu söyledi.
Selçuk, "Yetkisini milletten alan Meclis'te, yetkisini yine milletten alan Sayın Cumhurbaşkanı'nın iradesiyle bu göreve geldim. Yetkisini milletten alan bir cumhurbaşkanı ile belirli bir fikir, görüş alışverişinin ve bu meseleleri birlikte konuşmanın, bir irade sorunu olduğu düşünülüyorsa, bunu hem yetkisini milletten alan Sayın Cumhurbaşkanı'na hem de bir bakana karşı doğru bulmuyorum." ifadelerini kullandı.
"Şikayet değil çözüm makamı"
Bakanlığa ilişkin birçok sorun bulunduğunu dile getiren Selçuk, bunların, öncelikle kendilerinin sorunu olduğunu belirtti. Şikayet değil çözüm makamı olduklarını söyleyen Selçuk, "Bu çözüm makamı pozisyonu içinde birçok sorun var, bunu elbette hepimiz görüyoruz, biliyoruz. Bunu bir akademisyen olarak, bu görevin başında bulunan bir bakan olarak da çok daha derinden, yakından inceleme imkanımız var." diye konuştu.
LGS ile ilgili sorular üzerine Selçuk, gelecek yıl artacak öğrenci sayısının hiçbir şekilde sorun olmaması konusunda her türlü önlemi aldıklarını, yaklaşık 20 bin dersliğin, gelecek öğretim yılı içinde hayata geçeğini bildirdi. Selçuk, bunun dışında da başka modellemelerle bu sorunun üstesinden geleceklerini kaydetti.
Bakan Selçuk, 2003'ten beri 23 bin 590 engelli çalışanlarının bulunduğuna, bunların 7 bin 728'inin öğretmen kadrosunda olduğuna işaret ederek, şubatta 750 engelli öğretmeni kadrolarına katacaklarını bildirdi.
Engelli personelle ilgili başka bir çalışmalarının daha bulunduğunu anlatan Selçuk, bunu, atama takvimi ve sayısıyla beraber, gelecek hafta içinde ilan edeceklerin açıkladı.
Selçuk, izinsiz etüt merkezleri ve kurslarla ilgili soruya, "950 kaçak kursun kapatılması ve 38 milyon 133 bin lira ceza kesilmesi konusunda bir süreç işlendi bu yıl içinde. İzinsiz yurt hizmeti veren bazı kuruluşlarla ilgili hem kapatma hem de 11 milyon civarında bir ceza kesimi söz konusu oldu." karşılığını verdi.
Doğa Koleji'nde yaşanan sıkıntı
Bir süredir yaşanan maddi sıkıntılarla gündeme gelen Doğa Koleji ile ilgili eleştirileri ise Selçuk, şöyle yanıtladı:
"Bu konuda bizim, eğer yarın üstümüze mevzuat gereği düşen tedbiri yerine getirmek söz konusuysa biz buna yarın için hazırız. Her türlü hazırlığımız var. Ama bu tür işler, hemen açtım kapattım biçiminde yürüyen işler değil. Belirli bir mevzuatı takip etmek ve 3 kere bununla ilgili bir teftiş işleminin gerçekleşmesi ve okuldaki bütün öğrencilerin, öğretmenlerin huzurunu dikkate alma ihtiyacı var. Ama şundan emin olabilirsiniz: Her türlü senaryoya, duruma karşı bütün tedbirleri almış durumdayız."
"Yüreğimizi yakan sorun"
Kantinlerle ilgili yüreklerini yakan bir sorun yaşadıklarını dile getiren Selçuk, sözlerini şöyle sürdü:
"Bunun merkezinde yatan evladımız, bizim açımızdan çok çok değerli. Şu andaki mevzuat, kantinde cips, kola benzeri ne varsa bunların hepsinin satışının yasaklandığını zaten ortaya koyan bir mevzuat. Mevzuata göre aykırı. Diyelim ki trafikte çok yüksek hız yapmak nasıl yasaksa ve buna benzer bazı durumlar oluşuyorsa, kantinde istenmeyen bazı ürünlerin satışıyla ilgili elbette bazı durumlar var. Bu söz konusu spesifik durumda olduğu gibi, 29 Kasım'da Tarım Bakanlığının bir teftişinin olması, hemen aynı hafta okulun yönetiminin bir teftişinin olmasıyla ilgili bütün belgeler ortada. Ama bu, bizim daha fazla denetim yapmamız gerektiğini söylüyor. Daha fazla ilgilenmemiz gerektiğini de söylüyor. 'Biz gereken denetimi yaptık ve bizim problemimiz bitti' diye bunu söyleyemeyiz. Demek ki mevzuat tam olmasına, yani yasak olmasına rağmen bu yapılıyorsa eksik yaptığımız bazı işler var demektir. Biz bunu yapmakla yükümlüyüz. Bununla ilgili çalışıyoruz."
Selçuk, milli bütçeden Suriyeli öğretmen ataması yapmadıklarını, Suriyeli çocukların uyumuyla ilgili, Türkçe öğrenmeden sınıflara girmelerini istemediklerini söyledi.
MEB, YÖK, ÖSYM, Yükseköğretim Kalite Kurulu ile 127 üniversitenin bütçeleri kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) Yükseköğretim Kalite Kurulu ile 127 üniversitenin bütçeleri kabul edildi.
127 üniversitenin 2020 yılı bütçeleri ile kesin hesaplarının tek tek okunup oylanması iki saat sürdü.
TBMM Başkanvekili Levent Gök, 12 saat süren 6. tur görüşmeler boyunca sadece bir kez ara verdi.
Gök, bütçelerin kabul edilmesinin ardından 7. turda yer alan bakanlıkların bütçelerini görüşmek üzere birleşimi 16 Aralık Pazartesi günü saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, eğitimin, kendileri için her zaman bir ülke ve millet ödevi olduğunu, 2020 yılında eğitim bütçesinin, merkezi yönetim bütçesinin yüzde 16,2'sini oluşturduğunu belirtti. Selçuk, 2020'nin, okul terklerinin ve öğrenci barınma sorunlarının en aza indirileceği, güvenli eğitim ortamlarının sağlanmasına, dezavantajlı kesimlerin eğitimden azami derecede faydalanmasına, eğitimin her kademesinde niteliğin artırılmasına, tekli eğitime geçilmesine, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına, mesleki ve teknik eğitim atölye ve laboratuvarlarının modernizasyonuna, rehberlik hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına, tasarım ve beceri atölyelerinin kurulmasına, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin desteklenmesine yönelik hamle ve yatırım yılı olacağını bildirdi.
Ders çizelgelerinin yeniden yapılandırılması
Bulundukları çağda öğrencilerin üretken bireyler olabilmesi için temel bilgi, beceri ve değerleri edindirme sürecinin de bu doğrultuda değiştiğini dile getiren Selçuk, kendilerinden çok şey beklenen ve büyük umutlar bağlanan genç nesillerin daha donanımlı bir şekilde yetiştirilmesi için öğretim programlarının buna uygun değiştirilmesi, dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu ve 11. Kalkınma Planı kapsamında öğretim programlarında değişikliklerin yapısal olarak hayata geçirilmesinin hedeflendiğini, pilot çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığını belirtti.
Ziya Selçuk, bu hedef doğrultusunda; temel becerilere ilişkin zorunlu derslerin korunması şartıyla derinleşme, kişiselleştirme, uygulamaya yeterli zaman sağlamak için zorunlu ders saati ve çeşitlerinin azaltılması, tüm eğitim kademelerinde ders çizelgelerinin yeniden yapılandırılması, özel eğitim ihtiyacı olan bireylere yönelik müfredatın zamanın ruhuna uygun olarak tasarlanması, hayat boyu öğrenme programlarının çeşitliliği ve niteliğinin artırılarak kazanımlarının belgelendirilmesine ilişkin çalışmalarına kararlılıkla devam edeceklerini anlattı.
Öğrencilerin dört temel dil becerisi yeterliliklerinin tespit edilmesi ve bu doğrultuda dil düzeylerinin belirlenmesi çalışmalarının kendileri için ayrı bir önem ifade ettiğini vurgulayan Selçuk, bundan hareketle 2023 Eğitim Vizyonu'nda Türkçe dil yeterlilikleri konusuna ayrı bir başlık açarak Türkçenin korunması ve geliştirilmesini temel eğitimin omurgası olarak ele aldıklarını, "Türkçe Söz Varlığı Projesi" ile "Dört Beceride Türkçe Dil Yeterliklerinin Belirlenmesi ve Ölçülmesi Projesini" hayata geçirdiklerini anımsattı.
Selçuk, Dört Beceride Türkçe Dil Yeterliklerinin Belirlenmesi ve Ölçülmesi Projesi kapsamında öğrencilerin okuma, yazma, dinleme ve konuşma becerilerine sahip olma durumlarını belirlemek amacıyla ilk kez bir Türkçe sınavı uyguladıklarını söyledi.
Bakan Selçuk, Türkçe Söz Varlığı Projesi ile yazılı ve sözlü dile dayalı öğrenci derlemi, çocuk yazını derlemi ve genel Türkçe derlemi oluşturmayı amaçladıklarını belirtti.
"Güçlü öğretmen, güçlü gelecek"
Eğitim politikaları başta olmak üzere müfredat, materyal, teknoloji gibi alanlarda yapılan her türlü reform ve iyileştirme çabalarının başarısının, uygulamada büyük ölçüde öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin mesleki yeterlilikleri, adanmışlıkları bakımından önemli olduğunu ifade eden Selçuk, bu çerçevede, odağı çocuğun refahı olan kapsayıcı ve nitelikli bir eğitim hizmetinin sağlanmasında, öğretmen ve okul yöneticilerinin mesleki becerilerinin geliştirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Selçuk, eğitime ilişkin hareket noktalarının, "Güçlü öğretmen, güçlü gelecek" olduğuna işaret ederek değişim ve dönüşümün ancak ve ancak öğretmenle olacağını söyledi.
"Öğretmen Destek Noktaları" ile Türkiye'nin dört bir yanında mesleki gelişim programlarıyla dünyadaki güncel gelişmeler ışığında öğretmenlerin yanında olacaklarını belirten Selçuk, şöyle devam etti:
"İl ve ilçe düzeyinde destek noktaları vasıtasıyla Türkiye'nin öğretmen eğitiminin, okullarındaki, sınıflarındaki her türlü iş ve işlemin nasıl geliştirileceğine dair ortak bir fikir, dil ve eylem alanı oluşturuyoruz. Destek noktaları vasıtasıyla sürdürülebilir ve sürekli eğitimi hedefliyoruz. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri gibi Türkiye'nin birikimi ile öğretmenlerin mesleki gelişimindeki her ihtiyacını anlık olarak belirleyen, destekleyen bir yapı kurmayı hedefliyoruz.
Ayrıca mevcut insan kaynağının en verimli şekilde kıymetlendirilmesi ve aidiyetin güçlenmesi için öğretmen ve yöneticilerin hakları konusunda gerekli duyarlılık gösterilerek öğretmen ve okul yöneticilerimizin atanmaları, çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri diğer hususları dikkate alan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin dosyamızı Cumhurbaşkanlığına sunduk."
"Genç öğretmen kadrosu"
Bakanlığa bağlı resmi eğitim kurumlarında 946 bin 114 öğretmen bulunduğunu aktaran Selçuk, hükümetleri döneminde atanan öğretmen sayısının, mevcut öğretmen sayısının yüzde 69'una karşılık geldiğini bildirdi. Bunun aynı zamanda genç bir öğretmen kadrosuna sahip olduklarını gösterdiğini ifade eden Selçuk, 40 yaş ve altındaki öğretmen sayısının, toplam öğretmen sayısının yüzde 65'i olduğunu söyledi.
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ilköğretimde 16'ya, ortaöğretimde de 11'e düştüğüne dikkati çeken Selçuk, tüm coğrafi bölgelerdeki öğretmen doluluk oranlarının birbirine yakın düzeye yükseltildiğini, norm kadro doluluk oranlarının Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 90,61, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 88,45, ülke genelinde ise yüzde 90,34 seviyesinde olduğunu bildirdi.
Veriye dayalı yönetim anlayışı
Selçuk, bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde veriye dayalı yönetim anlayışını benimsediğini, bu anlayıştan hareketle eğitime ayrılan kaynakların daha etkin planlanabilmesi ve okul kapasitelerinin belirlenebilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemini hayata geçirdiğini söyledi.
Bakan Selçuk, bu sistemle planlaması, izlenmesi, denetlenmesi çok daha kolay ve sağlıklı hale getirilen eğitim altyapısını, derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak ve ikili öğretime son vererek okullarda tam gün eğitim ve öğretime geçme hedefleri doğrultusunda güçlendirdiklerini anlattı.
Bu çerçevede 2003'ten bugüne kadar, 51 bin 912'si hayırsever vatandaş tarafından olmak üzere toplam 315 bin 884 yeni dersliğin yapımının tamamlanarak eğitim ve öğretimin hizmetine sunulduğunu anlatan Selçuk, bütün bu çalışmalar sonrasında derslik başına düşen öğrenci sayısının ilköğretimde 24'e, ortaöğretimde ise 20'ye düştüğünü belirtti.
Türk eğitim sisteminin daha iyi hale gelmesinde hayırseverlerin büyük katkısı olduğuna işaret eden Selçuk, "Eğitime katkı sağlamak isteyen her bir yurttaşımızın bu arzusunu daha kolay gerçekleştirebilmesi için yazılımsal bir altyapı kurduk. Pilot çalışmasını tamamladık. Okul yurttaş iş birliğini gerçekleştirmek için hazırladığımız bu altyapının pilot çalışmasının ardından uygulamasına önümüzdeki yıldan itibaren geçilecektir." diye konuştu.
Güvenli eğitim çalışmaları gelecek ay açıklanacak
Ziya Selçuk, geleceğin teminatı çocukların güvenli bir eğitim ve öğretim hayatı geçirmelerini, muhtemel şiddet olayları ile madde bağımlılığı ve diğer zararlı alışkanlıklardan korunmalarını sağlamak amacıyla 752 okulun, Emniyet Genel Müdürlüğü Kent Güvenliği Yönetim Sistemi'ne entegre edildiğini anımsatarak "1 yıldır süren çalışmaların sonucunu önümüzdeki ay açıklama imkanımız olacak." dedi.
Kültür, sanat, spor, bilim ve hayat becerilerinde çocuklara derinlikli bir bakış açısı sunmak ve ellerini kullanmalarına fırsat vererek teori ve pratiği birleştirmeleri için bir ortam oluşturmak için çaba harcadıklarını dile getiren Selçuk, "Elleriyle, gözleriyle, duygularıyla, zihniyle, parmak uçlarıyla muhteşem bir sistem olan varlığının her detayını harekete geçirsin, öğrensin diye tasarım beceri atölyeleri oluşturduk. Son 1 yıl içinde 5 binden fazla atölyeyi hizmete soktuk." ifadesini kullandı.
700 okula daha etkileşimli tahta
Öğrenme süreçlerinin teknolojik altyapıyla desteklenmesinde önemli mesafe kaydedildiğini vurgulayan Selçuk, şu bilgileri verdi:
"Bugüne kadar 432 bin 288 adet etkileşimli tahta okullarımıza kurulmuştur. Yaklaşık 700 okul için 11 bin adet etkileşimli tahtanın sözleşmesi yapılmış olup 2019 sonuna kadar ilgili okullara kurulumu yapılacaktır. 13 bin 489 okula Sanal Özel Ağ (VPN) üzerinden geniş bant internet erişimi verilmektedir. Altyapının verimli ve etkili kullanılabilmesi öğretmenlerimizin yetkinliğine ve özellikle de dijital eğitim içeriklerinin kalitesine, yeterliliğine ve kullanılabilir olmasına bağlıdır. TÜBİTAK Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi’yle imzalanan sözleşme ile; milli işletim sistemi Pardus'un okullarda yaygınlaştırılması sağlayarak Türk yazılım endüstrisine destek de verilmektedir."
Sağlanan destekler
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, 2020 yılı bütçesinden öğrencilere doğrudan nakdi ve ayni olarak önemli destekler sağlamaya devam edeceklerini bildirdi.
Selçuk, ilköğretim ve ortaöğretimde 284 bin 535 öğrencinin faydalandığı burslar için 1 milyar 20 milyon lira,1 milyon 248 bin 983 öğrencinin faydalandığı taşımalı eğitim ve yemek yardım programı için 4,5 milyar lira, 385 bin 943 engelli çocuğun faydalanacağı eğitim programları için 3 milyar 680 milyon lira, destekleme ve yetiştirme kursu çerçevesinde 1 milyar 800 milyon lira, özel okullara giden 157 bin 32 öğrenciye eğitim öğretim desteği kapsamında 804 milyon lira, pansiyonlarda barınan 344 bin öğrenciye barınma, harçlık ve giyim-kırtasiye desteği olarak 1 milyar 480 milyon lira, ücretsiz kitap desteği kapsamında 1 milyar 334 milyon lira, üniversitelerde harcı kaldırmaları sonucunda 2 milyon 186 bin üniversite öğrencisi için üniversitelere 600 milyon lira destek verileceğini açıkladı.
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere sunulan eğitim hizmetlerinin niteliğini artırmak, sağlıklı ve nitelikli malzemelerden oluşan materyal teminini sağlamak amacıyla 100 farklı çeşitten toplam 143 bin materyal seti hazırlandığını söyleyen Selçuk, "Üretilen bu materyaller 81 ilde öğrenim gören özel çocuklarımızın okullarına gönderilmiştir. Söz konusu materyaller 6 bin özel eğitim sınıfının ve okulunun materyal ihtiyacını karşılamıştır. Bunun yanında dijital içerikli özel eğitim materyallerinin oluşturulmasına yönelik olarak çalışmalara başlanmıştır." diye konuştu.
2019-2020 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla tüm eğitim kademelerinde toplam 14 bin 332 özel okul bulunduğunu belirten Selçuk, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında açık öğretim öğrencileri hariç tüm özel okullarda kayıtlı öğrencilerin toplam öğrenci sayısına oranının yüzde 8,72’ye ulaştığını, örgün eğitim içerisindeki özel okul sayılarının toplam okul sayısına oranının ise yüzde 19,2 olduğunu kaydetti.
Eğitim sisteminde ciddi bir yük üstlenen özel öğretim alanının gelecek üç yıllık süreçte daha esnek ve amaca dönük bir yapıya kavuşturulacağını ifade eden Selçuk, "Uluslararası standartlar getirilerek gelişen özel öğretim, tüm okullar için destekleyici ve geliştirici bir işlev üstlenecektir." dedi.
Özel öğretime teşvik uygulamasını kademeli olarak kaldırma kararı aldıklarını anımsatan Selçuk, "Bu kapsamda, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında eğitim-öğretim desteği kapsamına yeni öğrenci alınmamıştır. 2020 yılı bütçemizde, henüz öğretim kademesini tamamlamayan 84 bin 964 öğrencinin eğitim ve öğretim desteği olarak 329 milyon lira ödenek öngörülmüştür." ifadelerini kullandı.
Ölçme ve değerlendirmenin üç temel ilkesi olan "güvenirlik, geçerlik ve kullanışlılık" ilkelerini göz önüne alarak Ankara'da bulunan sınav evrakının hazırlandığı ve basıldığı tesisleri yenilediklerini belirten Selçuk, "Çocuğun sadece adını, soyadını, derste nasıl olduğunu, uslu mu, hareketli mi olduğunu bilmek bize yetmez. İlgisini, merakını, hayalini, elinin becerisini, evde ne okuduğunu, ne yaptığını, bütün bu süreçleriyle bilmek gerekir. Bilelim ki çocuklarımızı izleyelim, değerlendirelim, eksik gördüğümüz yerlere müdahale edelim istiyoruz. Öğrencilerimizi tanıdığımız haliyle yönlendirmek için e-portfolyo sistemini geliştirdik." diye konuştu.
PISA sonuçları
PISA 2018 sonuçlarını da değerlendiren Selçuk, Türkiye'nin, okuma becerileri alanındaki değerlendirme sonuçlarına göre ortalama puanını 428’ten 466’ya, matematik alanındaki sonuçlara göre ortalama puanını 420’den 454’e, fen alanında ortalama puanını 425’ten 468’e çıkardığını kaydetti.
Eğitimin, Türkiye'nin yarınını şekillendiren en önemli unsur ve insana dair yapılacak yatırımların en değerlisi olduğuna işaret eden Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Hükümetimiz bu bilinçle hareket etmekte, eğitim alanına yönelik yatırımlarını bilimsel ve pedagojik gelişmelerle koşut bir şekilde sürdürmektedir. Eğitimin ortak memleket meselesi olarak görülüp bu desteğin sürdürülmesi önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Selçuk'un konuşmasından sonra söz alarak "Saray eğitim bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığının yetkilerini kullanıyor. Davul kendi elinizde olsa da tokmak sarayda. Gölge saray eğitim bakanlığı Milli Eğitim Bakanı'nın yetkilerini kullanıyor." eleştirisinde bulundu.
Selçuk, bakanlığının 2020 yılı bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını da yanıtladı.
Bakanlığın bütün görev alanlarında büyük gayret içinde olduklarını ifade eden Selçuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir güven dahilinde kendisine bu görevi tevdi ettiğini, bu güven içinde görevinin başında olduğunu söyledi.
Selçuk, "Yetkisini milletten alan Meclis'te, yetkisini yine milletten alan Sayın Cumhurbaşkanı'nın iradesiyle bu göreve geldim. Yetkisini milletten alan bir cumhurbaşkanı ile belirli bir fikir, görüş alışverişinin ve bu meseleleri birlikte konuşmanın, bir irade sorunu olduğu düşünülüyorsa, bunu hem yetkisini milletten alan Sayın Cumhurbaşkanı'na hem de bir bakana karşı doğru bulmuyorum." ifadelerini kullandı.
"Şikayet değil çözüm makamı"
Bakanlığa ilişkin birçok sorun bulunduğunu dile getiren Selçuk, bunların, öncelikle kendilerinin sorunu olduğunu belirtti. Şikayet değil çözüm makamı olduklarını söyleyen Selçuk, "Bu çözüm makamı pozisyonu içinde birçok sorun var, bunu elbette hepimiz görüyoruz, biliyoruz. Bunu bir akademisyen olarak, bu görevin başında bulunan bir bakan olarak da çok daha derinden, yakından inceleme imkanımız var." diye konuştu.
LGS ile ilgili sorular üzerine Selçuk, gelecek yıl artacak öğrenci sayısının hiçbir şekilde sorun olmaması konusunda her türlü önlemi aldıklarını, yaklaşık 20 bin dersliğin, gelecek öğretim yılı içinde hayata geçeğini bildirdi. Selçuk, bunun dışında da başka modellemelerle bu sorunun üstesinden geleceklerini kaydetti.
Bakan Selçuk, 2003'ten beri 23 bin 590 engelli çalışanlarının bulunduğuna, bunların 7 bin 728'inin öğretmen kadrosunda olduğuna işaret ederek, şubatta 750 engelli öğretmeni kadrolarına katacaklarını bildirdi.
Engelli personelle ilgili başka bir çalışmalarının daha bulunduğunu anlatan Selçuk, bunu, atama takvimi ve sayısıyla beraber, gelecek hafta içinde ilan edeceklerin açıkladı.
Selçuk, izinsiz etüt merkezleri ve kurslarla ilgili soruya, "950 kaçak kursun kapatılması ve 38 milyon 133 bin lira ceza kesilmesi konusunda bir süreç işlendi bu yıl içinde. İzinsiz yurt hizmeti veren bazı kuruluşlarla ilgili hem kapatma hem de 11 milyon civarında bir ceza kesimi söz konusu oldu." karşılığını verdi.
Doğa Koleji'nde yaşanan sıkıntı
Bir süredir yaşanan maddi sıkıntılarla gündeme gelen Doğa Koleji ile ilgili eleştirileri ise Selçuk, şöyle yanıtladı:
"Bu konuda bizim, eğer yarın üstümüze mevzuat gereği düşen tedbiri yerine getirmek söz konusuysa biz buna yarın için hazırız. Her türlü hazırlığımız var. Ama bu tür işler, hemen açtım kapattım biçiminde yürüyen işler değil. Belirli bir mevzuatı takip etmek ve 3 kere bununla ilgili bir teftiş işleminin gerçekleşmesi ve okuldaki bütün öğrencilerin, öğretmenlerin huzurunu dikkate alma ihtiyacı var. Ama şundan emin olabilirsiniz: Her türlü senaryoya, duruma karşı bütün tedbirleri almış durumdayız."
"Yüreğimizi yakan sorun"
Kantinlerle ilgili yüreklerini yakan bir sorun yaşadıklarını dile getiren Selçuk, sözlerini şöyle sürdü:
"Bunun merkezinde yatan evladımız, bizim açımızdan çok çok değerli. Şu andaki mevzuat, kantinde cips, kola benzeri ne varsa bunların hepsinin satışının yasaklandığını zaten ortaya koyan bir mevzuat. Mevzuata göre aykırı. Diyelim ki trafikte çok yüksek hız yapmak nasıl yasaksa ve buna benzer bazı durumlar oluşuyorsa, kantinde istenmeyen bazı ürünlerin satışıyla ilgili elbette bazı durumlar var. Bu söz konusu spesifik durumda olduğu gibi, 29 Kasım'da Tarım Bakanlığının bir teftişinin olması, hemen aynı hafta okulun yönetiminin bir teftişinin olmasıyla ilgili bütün belgeler ortada. Ama bu, bizim daha fazla denetim yapmamız gerektiğini söylüyor. Daha fazla ilgilenmemiz gerektiğini de söylüyor. 'Biz gereken denetimi yaptık ve bizim problemimiz bitti' diye bunu söyleyemeyiz. Demek ki mevzuat tam olmasına, yani yasak olmasına rağmen bu yapılıyorsa eksik yaptığımız bazı işler var demektir. Biz bunu yapmakla yükümlüyüz. Bununla ilgili çalışıyoruz."
Selçuk, milli bütçeden Suriyeli öğretmen ataması yapmadıklarını, Suriyeli çocukların uyumuyla ilgili, Türkçe öğrenmeden sınıflara girmelerini istemediklerini söyledi.
MEB, YÖK, ÖSYM, Yükseköğretim Kalite Kurulu ile 127 üniversitenin bütçeleri kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) Yükseköğretim Kalite Kurulu ile 127 üniversitenin bütçeleri kabul edildi.
127 üniversitenin 2020 yılı bütçeleri ile kesin hesaplarının tek tek okunup oylanması iki saat sürdü.
TBMM Başkanvekili Levent Gök, 12 saat süren 6. tur görüşmeler boyunca sadece bir kez ara verdi.
Gök, bütçelerin kabul edilmesinin ardından 7. turda yer alan bakanlıkların bütçelerini görüşmek üzere birleşimi 16 Aralık Pazartesi günü saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.
İlginizi Çekebilir