Vicdanla yöneten bir liderin en güçlü silahı, şüphesiz ki adalettir. Adalet, toplumun temel taşıdır ve her bireyin hakkını korur. Vicdansız olanlar karşısında adalet, doğruluğun ve eşitliğin simgesi olarak parlar. Adaletin ışığında, herkes eşit bir şekilde değerlendirilir ve her karar, vicdanın derinliklerinden gelen bir sesle yankılanır.
Öte yandan, adaletsiz yönetenlerin başvurduğu yöntemler ise genellikle dinbazlık ve yalandır. Bu tür yöneticiler, toplumu kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye çalışır ve gerçek adaletin önünde engeller oluşturur. Allah’ın yasalarını görmezden gelerek, toplumun manevi değerlerini ve etik normlarını hiçe sayarlar.
Unutulmamalıdır ki, her insanın bu dünyadan göçüp gittiğinde yanına alacağı tek şey, yaptıklarının hesabıdır. Kefenin cebi yoktur ve mizan, yani hakkaniyet terazisi, herkes için aynı hassasiyette tartar. Bu mizan, kılı kırk yaran bir hassasiyete sahiptir ve asla bir hurdacı kantarı gibi rastgele veya adaletsiz ölçmez.
Toplum olarak, adaletin ve vicdanın sesini yükseltmek, her bireyin sorumluluğudur. Yöneticilerin ve yönetilenlerin, bu iki temel değere sahip çıkması, toplumun sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için elzemdir. Unutmayalım ki, adalet mülkün temelidir ve vicdan, insanlığın en büyük rehberidir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın