Siyaset ve Vefa: Yoldaşlık ve Sadakatin Önemi!
Siyaset, en basit haliyle vefa işidir. Vefa, yalnızca bir kelime değil, ilişkilerin temel taşıdır. Vefası olmayanın dostluğu da, yol arkadaşlığı da zayıf olur. Bir insanın, bir davanın peşinden gitme kararlılığını yolda bulduklarıyla değiştirmesi, ne kadar tehlikeli bir adım attığını gösterir. Çünkü bir insan, yol arkadaşlarıyla birlikte yola çıktığı zaman, onları unutur ve başkalarıyla yola devam ederse, sadece davayı değil, kendisini de kaybeder.
Siyasetin bu değişken yapısında, bazı siyasetçiler seçim öncesinde ve sonrasında bambaşka bir insana dönüşür. Seçim sürecinde etrafında olan insanlar, seçim sonrasında birer yabancıya dönüşebilir. Ve bu dönüşüm, genellikle kendi çıkarları doğrultusunda şekillenir. Seçim sonrası güç sahibi olduklarında ise, geçmişte birlikte mücadele ettikleri değil, sadece çıkarlarını kollayan insanlarla yol alırlar.
İşte tam burada devreye giren bir gerçektir: Siyasetçilerin sıklıkla iki yüzlü, yalaka insanlarla hareket etmeye başlaması, vefanın kaybolduğunu gösterir. Siyasi başarılarını “delemelerle” kutlamaya başlarlar; yani, gerçekten bu işi yapan ustalarla değil, sadece o anki çıkarlarını kollayan kişilerle hareket ederler. Urfa’da söylenir ya, “yemeği yapanlarla değil, delemelerle yemeyi tercih ederler.” Bu, siyasette vefanın ne kadar önemli olduğunu ve bu vefayı kaybedenlerin, hem kendi dostlarını hem de davalarını kaybettiğini anlatan bir deyimdir.
Sonuç olarak, siyasette gerçek dostluk ve dayanışma, sadece seçim dönemlerinde değil, her zaman geçerli olmalıdır. Yola çıktıklarınla, yolda bulduklarınla değil,aslında yola çıktıklarıyla yürümek gerekir. Vefasızlık, sadece insanların değil, aynı zamanda davaların da sonunu getirir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın