CHP’nin, “Geliyor gelmekte olan” diye bir sloganı var ya, seçimlerin ne zaman yapılacağı konusunda önemli bir gösterge geliyor. Her ne kadar Kılıçdaroğlu eylül ayında erken seçime gidileceği tahmininde bulunduysa da iktidar kanadında başka bir hazırlık söz konusu.
Biliyorsunuz Anayasa’nın 67. maddesinde, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” deniliyor.
O nedenle seçim kanunuyla ilgili olarak şimdi vereceğim bilgileri önünüze 2023 yılının takvimini koyarak değerlendirirseniz sevinirim.
Çünkü AK Parti ile MHP’nin üzerinde anlaşmaya vardığı seçim ve siyasi partiler yasasında değişiklik öngören yasa teklifi, şubat ayında Meclis’e sunuluyor. Bu demektir ki seçim yasasındaki değişiklikler ne zaman Meclis’ten geçerse o tarihten itibaren 1 yıl içinde erken seçim yok. Seçim yasasındaki değişiklik Meclis’ten şubat ya da mart ayında geçti diyelim. Anayasa’ya göre 2023 yılının şubat ya da mart ayına kadar yeni yasayla erken seçim yapılamaz demektir. Tabii ondan sonra haziran ayına 3 ya da 4 ay kalıyor. 3 ay için de erken seçime gidilmez.
Parası için bir milyonerle evlendi ancak ölümünden sonra bir sürprizle karşılaştı
ÖNEMLİ ÜÇ DEĞİŞİKLİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Lideri Bahçeli’nin üzerinde mutabakata vardığı teklif üzerinde AK Parti’den Hayati Yazıcı, MHP’den ise Feti Yıldız çalışmaları yürütüyorlardı. Onlar da çalışmalarını tamamladılar. Değişikliklerle ilgili önemli olan 3 noktaya dikkat çekmek istiyorum:
1) Seçim barajı yüzde 7’ye düşürülüyor.
2) Seçimlere katılmak için Meclis’te grubun olması zorunluluğu kaldırılıyor.
3) Dar ya da daraltılmış bölge gündemde değil, seçimlerde nispi temsil sistemi devam ediyor.
Seçim barajının yüzde 7’ye çekilmesi ittifaklar açısından kritik. HDP’nin oluşturacağı üçüncü ittifak ve baraj sorunu yaşamayan İYİ Parti açısından yüzde 7 oranı önemli olacak.
İMAMOĞLU NEREDE YANLIŞ YAPTI
KİMSENİN, Ekrem İmamoğlu’nun İngiliz Büyükelçi ile yediği balıkta gözü yoktur. Peki sorun nerede?
İstanbul’da son yılların en büyük kar yağışının gerçekleştiği bir sırada, insanların yollarda kaldığı, soğuktan, tıkanan yollardan dolayı perişan olduğu bir sırada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda olduğunun ortaya çıkmasında.
KAHRAMAN BATTI
Kriz dönemlerinde insanlar yöneticilerini başlarında görmek isterler. İnsanlarımız kendileri saatlerce yollarda kaldığı, perişan olduğu bir dönemde yöneticilerinin balıkçıda keyif yaptığını görmeyi ise hiç istemezler.
Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyasını yürüten Necati Özkan, “Kahraman’ın yolculuğu” diye bir kitap yazmıştı. Kahramanın cumhurbaşkanlığı yolculuğu Sarıyer’deki Kahraman Balıkçı’da kazaya uğradı. Amiral battı gibi kahraman battı.
SORUN YEMEK DEĞİL, ZAMANLAMASI
Burada iki sorun var.
1)İstanbul felaketi yaşarken, İmamoğlu’nun balıkçıda yemek yemesi. Sorun yemek değil, yemeğin zamanlaması.
2)Yemek hakkında öncesinde ve sonrasında, zamanında kamuoyunu tatmin edecek açıklıkta bilgi verilmemesi.
KILIÇDAROĞLU BİLGİLENDİRİLMEMİŞ
Ekrem İmamoğlu, İngiliz Büyükelçi ile yemeği hakkında Dışişleri’ne bilgi vermemiş. Özel bir yemek olarak görmüş. Ama ilginç olanı CHP Genel Merkezi’ni de bilgilendirmemiş. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un attığı tweet bunu gösteriyor. Ama dün birkaç yerden soruşturdum. Ne yemekten önce ne de yemek olayı sosyal medyaya intikal ettikten sonra arayıp Kılıçdaroğlu’nu bilgilendirmemiş.
İmamoğlu, İngiliz Büyükelçisi ile yemek haberi sosyal medyaya düştükten sonra uzun bir süre sessiz kaldı. O arada İmamoğlu goygoycuları sosyal medyadan yemeği yalanlama kuyruğuna girdi. Ama iş yalanlanamaz boyutlara ulaşınca İmamoğlu, doğrulamak zorunda kaldı. Tabii kendine inananları ters köşe yaparak.
BALIKÇIDAKİ FOTOĞRAFLAR ÇIKTIKTAN SONRA
Benim üzerinde durduğum nokta ise İngiliz Büyükelçi ile görüşmeden önce Kılıçdaroğlu’na bilgi vermediği gibi balıkçıda yemek haberleri sosyal medyada saatlerce tartışıldığı halde Kılıçdaroğlu’nu arayıp bilgilendirmemiş.
Şu ana kadar bir bilgi verdi mi, emin değilim.
Doğruyu söylemedi.
İstanbul felaketi yaşarken, insanlar yollarda mağdur halde kalırken Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda olduğu ortaya çıktı. Ama önce sessiz kalındı. Sonra bir saatlik bir yemek diye geçiştirilmeye çalışıldı. Oysa 2 saat 50 dakika süren bir yemek olduğu ortaya çıktı. Kamuoyuyla ve CHP Genel Merkezi’yle doğrular paylaşılmadı.
ALGI OPERASYONU
İşleri güçleri algı operasyonu.
Murat Ongun, tatil cenneti Cenevre’den attığı tweet’le sanki AKOM’da çalışıyor gibi bir hava verip eleştirenleri trollükle suçlamadı mı?
Ama hiçbir algı operasyonu gerçekler kadar güçlü değildir.
Ama bundan vazgeçmiyorlar. Şimdi de yemeğin fotoğrafı ve kamera görüntülerinin üzerine bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Böylesine kritik bir günde balık keyfi yapılmaz ama hadi oldu diyelim. Kamuoyuna bu yemeği önce sen duyurursun. Gerekçesini izah edersin. Şeffaf bir şekilde hareket edersin. Buna rağmen fotoğraf ve görüntüler yayınlanıyor, eleştiriler devam ediyorsa itiraz edersin. O zaman en azından bir haklılık payın olur.
Yine de elbette ki yasal yollara başvurmak İmamoğlu’nun hakkıdır. Zaten İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya, ”Valim, ben yargıya iletiyorum. Takipçisi olacağım. Bundan dolayı üzüntü duyuyorum” diye mesaj atmış, sözlü olarak da ifade etmiş.
ADINI DOĞRU KOYMALI
Ama burada bir odak sapmasına izin vermemek gerekiyor. Sorunun adını doğru koymalı. Önemli olan, İstanbul felaketi yaşarken Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda İngiliz Büyükelçisi ile saatler süren yemek yemesidir. Bu yemek hakkında ne öncesinde ne de olay ortaya çıktıktan sonra, başta CHP Genel Merkezi olmak üzere kamuoyunu bilgilendirmemesidir.
“Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.” İstanbullular bu kışı geçirir ama İmamoğlu’nun yediği balığı unutmaz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın