Suriçi Diyarbakır’da tarihi Surp Giragos kilisesinin yıkıntıları içinde Anton amca yaşardı. Yıllar yıllar önceydi. Kanal D’ye haber program yapıyordum. 1994 yerel seçimleri öncesiydi. Kilisenin bazı duvarları kalmıştı. Ancak zemini çukurlarla doluydu. Çukurları merak ettim. Birileri define kazısı yapmıştı.
1915 Ermeni Tehciri’nde Diyarbakır’da Çerkez Reşit valiydi. Zalimdi. Ermenilere kötü muamele yapılmasına karşı çıkan Lice Kaymakamı Hüseyin Nesimi’yi Lice Diyarbakır yolunda Karaz (Kocaköy) yakınlarında öldürtenin de Reşit olduğu bilinirdi. Ermeniler, tehcir edilirken ellerindeki kıymetli eşyalarını ya komşularına bırakmışlar ya da daha sonra geliriz diyerek gömmüşlerdi.
Kilisenin orta yerindeki çukurları bu gömüleri bulmak isteyenlerin yaptıkları söylenirdi. Daha sonra Hrant Dink’le, Mıgırdıç Margosyan’la, Oşin Çilingir’le Suriçi’ni, Mardin’i, Urfa’yı dolaştık. Mıgırdıç’la Karaz’a (Kocaköy) kaymakamın mezarını bulmak için gittik. Hrant Dink beni Anton amcayla tanıştırdı.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm süreci geldi. Diyarbakır ayağa kalkmıştı. Tarihi surlar restore edildi. Kiliseler eski haline döndürülmek amacıyla yeniden aynı şekilde tamirden geçti. Surp Giragos Kilisesi eski ihtişamına yakın bir restorasyondan geçti. Kimlik değiştirmiş bir Ermeni topluluğu Diyarbakır’ın bir zenginliği olarak dinlerine döndüler.
Kiliselerin yenilenmesinde, demokratik bir ortamın oluşmasında dönemin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in gayretlerini de unutmamak gerekir. Sonra felaketler üst üste geldi. 2015 seçimlerinin ardından PKK, HDP’nin en çok oy aldığı şehir ve kasabalarda “Özyönetim” ilan etti. Hendekler ve barikatlar oluşturarak orada egemenliğini kabul ettireceğini sandı.
Kanlı bir süreç yaşandı. Güvenlik güçleri en kıymetli elemanlarını kaybederken, buralarda eline silah verilen yüzlerce genç hayatını kaybetti. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi de bu çatışma ortamında dört ayaklı minareyi korumaya çalışırken başına isabet eden bir kurşunla yitirdik. Suriçi de nasibini alanlardandı.. Tarihi bölge yandı, yıkıldı. Belli bir tamir sürecinin ardından Suriçi yeniden açıldı. Şimdi Diyarbakır’dayım.
Kadim şehir, Türkiye’nin kaderinde her zaman rolü olan tarihi şehir. Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’yla birlikte düzenlediği “Türkiye’de Barışın Kar Payını Haritalandırmak: Barışın Alt Yapısı Olarak Ortak Ekonomik Çıkarlar” başlıklı etkinliğe katılacağım.
Suriçi’ni dolaşacağım. Diyarbakır Hançepekli Mıgırdıç Margosyan’ı, Oşin Çilingir’i, Hrant Dink’i ve Anton Amca'yı anacağım. O kadim Diyarbakır’da özlem gidereceğim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın