Öz Büro İş Sendikası İl Başkanı Mahmut Karataş, “Toplu iş sözleşme süreçleri sıradan pazarlıkların değil gerçekçi müzakerelerin, ayaküstü ve anlık tepkilerin değil ortak aklın ve emeğin devrede okluğu platform niteliğinde olmalıdır” dedi.
ŞANLIURFA-Öz Büro İş Sendikası Şanlıurfa İl Başkanı Mahmut Karataş, 2019-2020 yıllarını kapsayan Kamu İş Yerleri Toplu İş Sözleşmesi ile ilgili açıklamasında, “Toplu iş sözleşme süreçleri sıradan pazarlıkların değil gerçekçi müzakerelerin, ayaküstü ve anlık tepkilerin değil ortak aklın ve emeğin devrede okluğu platform niteliğinde olmalıdır” dedi.
2019-2020 yıllarını kapsayan Kamu İş Yerleri Toplu İş Sözleşmesi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Türkiye İsçi Sendikaları Konfederasyonu arasında imzalandı.
Yaşanan gelişme sonrasında Öz Büro İş Sendikası Şanlıurfa İl Başkanı Mahmut Karataş konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Karataş, “Toplu iş sözleşmesi çalışanların iki yılda bir yakalayabildiği tek imkân olarak elbette ki çok iyi değerlendirmek zorunda olduğumuz tek olgudur. Zira üzerinden iki yıl geçmiş eski sözleşme yenilenirken hem güncellemenin doğru yapılması hem de yaşanacak yeni iki yılın doğru planlanması emekçiler açısından yaşamsal önem arz etmektedir. Bu nedenle toplu iş sözleşme süreçleri sıradan pazarlıkların değil gerçekçi müzakerelerin, ayaküstü ve anlık tepkilerin değil ortak aklın ve emeğin devrede okluğu platform niteliğinde olmalıdır” diye konuştu.
KARATAŞ: ÇÖZÜM GETİRMEDİĞİ AÇIKTIR
Yapılan protokolün çözüm olmayacağını aktaran Karataş, “İşletme gereksinimlerinin ve çalışan haklarının bütün boyutlarıyla müzakere edileceği bu süreçlerin bir konfederasyon tarafından üç beş puanlık zam pazarlığına indirgenmesi ülkemize de emekçilere de haksızlıktır. İşyeri ve işletmelerin özel koşullarım, çalışanların farklı pozisyon ve beklentilerim, üretim ve hizmet süreçlerinin gereklerini görmezden gelen tek tipçi bu anlayışın ne çalışma huzuruyla ne de endüstriyel demokrasiyle bir alakası yoktur. Muhatap konfederasyonun söylem ve eylem çelişkisi bir yana ‘nasıl olsa rahatım yerinde’ düşüncesi ile çalışanları dikkate almama politikası maalesef devam etmektedir. Yapılan protokolün ne yaşanan enflasyon ne çalışanların reel alım gücündeki yıpranma ne de vergi dilimleriyle yaşanan ücret kayıplarına bir çözüm getirmediği açıktır” dedi.
‘MUHATAP KONFEDERASYON KENDİ İDDİALARI İLE TERS DÜŞMÜŞ’
Kadroya geçen çalışanların protokol dışında kalmasına da değinen Karataş, “Ayrıca 2 Nisan 2018 tarihinde kadroya geçen ancak yığınlarca sorun ve ciddi ekonomik kayıplar yaşayan yüz binlerce çalışanın protokol dışında tutulması kabul edilebilir olmaktan çok uzaktır. Zaten konfederasyon başkanının ‘Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle’ cümlesi her şeyi yeterince iyi anlatmaktadır. Bu sözleşme ülkenin ve çalışanların yaşadığı reel ekonomik süreçlerin bir yansıması asla değildir. Tam 16 aydan beri sıkıntı yaşayan çalışanların bu protokolle sistematik bir şekilde cezalandırılmalarının devamına sebep olunmuştur. Muhatap konfederasyon kendi iddiaları ile ters düşmüş, çalışanların bir kez daha mağdur edilmesine sebep olmuştur. Varlığını emeğe borçlu olanların ve elindeki her şeyi çalışanlar üzerinden sağlayanların bu yaptıklarını bütün çalışanlar sağlıklı bir şekilde değerlendirmeli ve artık sonuçlandırmalıdır” ifadelerine yer verdi.
‘KAMUDA ESKİ - YENİ KADROLU AYRIMI ASLA DOĞRU DEĞİLDİR’
Karataş açıklamasında şöyle devam etti:
“İşyeri işyeri dolaşıp ajite edici konuşmalarla ve manipülatif söylemlerle çalışanları etkilemeye çalışan, sosyal iletişim ağlarından propaganda ve algı üreterek hükümet başta olmak üzere herkesi suçlayan bu yapının tanındığını artık görmek istiyoruz. Tüm çalışanların emeklerine ve geleceklerine sahip çıkma iradesini ortaya koymalarının ertelenemez bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Kamuda işini özveriyle yapan ancak taşeron sistemindeyken yıllardır büyük mağduriyetler yaşayan çalışanların sorunlarının hala çözülememiş olması, dahası 2020'nin sonuna ertelenmiş olması büyük bir haksızlıktır. Kamuda eski - yeni kadrolu ayrımı asla doğru değildir. Hükümetimizin ve özellikle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 112. maddesinde yazılı olan kamu çerçeve protokolünü 2 Nisan 2018 tarihinde kadro olan çalışanlar adına 01/01/2019 - 31/10/2020 aralığında devreye sokması talebimizi yineliyoruz.”
BİHA
Yorum Yazın