Kurtuluş: “Hayatın Gerçeklerine Bir Gün Ara; Sevgililer Günü…”

Doç. Dr. Şerif Kurtuluş: “Hayatın Gerçeklerine Bir Gün Ara; Sevgililer Günü…”

Göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Şerif Kurtuluş, takip ettiği bir KOAH hastasının yalnızlığı üzerinden toplumsal bir gerçeğe dikkat çekti. 

Yedi aydır tedavi ettiği hastasının, kendi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak kadar nefessiz kaldığını anlatan Dr. Kurtuluş, hastasının bakımına destek olacak kimsenin bulunmadığını ifade etti.

Hasta, hastanede kaldığı sürece yalnızlığını hep hissetmişti. Diğer hastaların aksine, yanında ziyaretçisi çok olan hastaların odasına alınmasını istiyordu. Ancak bir gün, yapılan tahlillerde bir bakteri tespit edilmesi üzerine solunum izolasyonu uygulanınca, yalnızlığı daha da derinleşti. Hastasını yalnız bırakmamak için bir doktor olarak değil, bir hasta yakını gibi sık sık ziyaret ettiğini belirten Dr. Kurtuluş, bu süreçte onun hayatından kesitler dinlediğini ve insanın yalnızlığının ne kadar korkunç bir şey olduğuna bir kez daha şahit olduğunu dile getirdi.

“Bizi 26 Yıl Önce Terk Etti, Kardeşlerim Onu Tanımaz”

Ancak bu yalnızlık içinde bir başka gerçek daha vardı. Hastası, doktorunun çabalarına rağmen vefat etti. Cenazeyi almaya gelen ailesi, yılların getirdiği duygusal yükü yüzlerinde taşıyordu. Hastanın oğlu, Dr. Kurtuluş’un yanına yaklaşıp şu cümleleri kurdu:

“Hocam, ben ailenin en büyüğüyüm. Kardeşlerim 25-30 yaşlarında. Babam bizi 26 yıl önce arkasına bakmadan terk edip gitti. Ne aradı ne de sordu. Kardeşlerim onu görse tanımaz.”

Bu sözlerle odada derin bir sessizlik oluştu. Yaşamın herkese farklı yükler yüklediğini ve herkesin içinde kanayan ya da kabuk bağlamış yaralar taşıdığını fark ettiğini anlatan Dr. Kurtuluş, sağlık çalışanları olarak işlerini yaparken yargılamadan sadece tanık olduklarını söyledi.

“Yalnızlık İnsana Dair Değil Sanki”

Bugünlerde Sevgililer Günü için süslü masalar hazırlanıyor, çiçekler ve hediyeler alınıyor. Ancak toplumun aynasına baktığımızda, yalnızlığın giderek arttığını görebiliyoruz. Kişiler ve yaşananlar değişse de, yalnızlık herkesin bir şekilde yüzleştiği bir gerçek haline geliyor.

“Hayatın gerçek yüzü nedir?” diye soran Dr. Kurtuluş, yalnızlığın insan doğasına uygun olup olmadığını sorgularken, hepimizin içindeki derin yaraları ve toplumsal gerçekleri bir kez daha hatırlatıyor.