Urfalılara sosyal güvenlik neden gerekli?
GündemSosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Şanlıurfa İl Müdürü İsmail Ünlü, “Sosyal Güvenlik Neden Gerekli?” sorusunu sizler için yanıtladı.
(Haber: Faruk DEVECİ)
Sosyal güvenlik, toplumun zor durumda olan bireylerine yardım edilmesini daha iyi durumda olan kişilerin vicdanına veya yardımına bırakmayarak, toplumsal dayanışmayı kurumsal ve düzenli işler hale getirmekte ve tüm ülke vatandaşlarına hak olarak sunmaktadır.
Çalışanların sosyal güvenlik sistemine dahil olmaları hak ve aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu açıdan bakıldığında sosyal güvenlik sistemi sigortalı çalışan kişilere birçok fayda sağlar. Bu faydalardan önemli bazıları şunlardır:
§ Sigortalı çalışan kişi ve aile bireyleri sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler.
§ Sigortalı çalışanlara iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hali nedenleriyle geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.
§ Sigortalı çalışanlara iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle kısmen veya tamamen çalışamaz duruma gelmesi halinde sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.
§ Sigortalı herhangi bir nedenle sakatlanıp çalışamaz duruma geldiğinde malullük aylığı bağlanır.
§ Sigortalı, belli bir yaşa geldiğinde prim şartlarını da sağlıyorsa kendisine yaşlılık aylığı bağlanır.
§ Sigortalı öldüğünde eş ve çocukları ile anne ve babasına ölüm aylığı bağlanır.
§ Sigortalı çalışan kişi ve aile bireylerine cenaze yardımı ve emzirme ödeneği ödenir.
Çalışan kişilerin yukarıda bahsedilen faydalardan mahrum kalması durumu ise karşımıza kayıt dışı istihdam olgusunu çıkarmaktadır. Kayıt dışı istihdam en genel tanımıyla; çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumuna hiç bildirilmemesi ya da çalışma gün veya ücretlerinin eksik bildirilmesidir.
Kayıt dışı istihdamın hem çalışanlar ve işverenler hem de devlet açısından birçok olumsuz etkisi olmaktadır. Bu olumsuz etkiler şöyle sıralanabilir;
Çalışanlar açısından;
§ Kayıt dışı çalışan bir kişinin emekli olma hakkı yoktur, vefatları halinde ise geride kalan eş ve çocuklar ölüm aylığı hakkından yararlanamazlar.
§ Ayrıca ücret ve diğer sosyal haklar konusunda Kanunların sağladığı korumadan yoksun olarak daha kötü şartlarda çalışırlar.
İşverenler açısından;
§ Yapılacak denetimler sonucu telafi imkânı olmayan ağır yaptırımlarla karşılaşabilirler.
§ Yaşanacak iş kazası ve meslek hastalıkları karşısında devlete ve işçilere karşı ağır idari ve adli yükümlülükler doğar.
§ Haksız rekabete neden olarak piyasa dengesinin bozulmasına zemin hazırlar.
Bahsettiğimiz bu olumsuz etkilerin yanında kayıt dışı istihdam vergi ve prim kaybına neden olarak sosyal güvenlik açığına ve çalışan/emekli dengesinin bozulmasına neden olmaktadır.
Tüm taraflar açısından olumsuz etkileri bulunan kayıt dışı istihdamın TÜİK verilerine göre 2018 yılı Türkiye'de oranı %33,42 iken, İlimizin de içinde bulunduğu bölgede oran %60,11 olarak karşımıza çıkmaktadır. Verilerden de görüldüğü üzere ilimizin kronik sorunu haline gelen kayıt dışı istihdam konusunda tüm tarafların (işçi, işveren, sivil toplum kuruluşları v.b.) taşın altına elini koyarak, çalışan vatandaşlarımızın kayıt dışılığın zararlarından daha az etkilenmeleri konusunda geniş kapsamlı bir iş birliği içerisinde bulunmalarını temenni etmekteyiz.”
İlginizi Çekebilir