© Haber Olay 2021

Şanlıurfa’da TOKİ meralara el koydu

TOKİ, ülke genelinde olduğu gibi Şanlıurfa’daki mera arazilerini bir bir tespit ederek konut alanına çevirdi. Bu bölgelerdeki betonlaşma dönüşümünün ardından hayvancılık tamamen yok olacak. Döviz gibi kıymetli olan ve her geçen gün zamlanan et üretimi Şanlıurfa için hayal olacak.

Şanlıurfa’nın yakın çevresinde hayvancılık için bulunmaz derecede verimli olan, büyük alanlara sahip mera diye bilinen alanlar geçtiğimiz birkaç ay içerisinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) talebiyle Tapu ve Kadastro Müdürlüğü tarafından sessiz sedasız arsaya çevrildi.

Bu meralar içerisinde Kuşluca-Gölpınar-Hamurkesen-Uzuncuk-Akziyaret-İçkara gibi birçok köyün faydalandığı 11 milyon 676 bin metrekarelik alana sahip, ortalama 850 rakımlı, birçok endemik bitkiye ev sahipliği yapan 248 parsel numaralı Kuşluca merası bulunuyor. 6 kilometre uzunluğunda düz ve yüksek bir araziye sahip bu meradan faydalanabilmek için çevresindeki köyler uzun yıllar birbirleriyle çekişme içindeydi.

 Aynı şekilde Günışığı Tepesi olarak bilinen, bir kısmı Yarımtepede’ki 481 bin 800 metrekarelik 126 nolu parsel, Günışığı’ndaki 648 bin 750 metrekarelik 73 nolu parsel, Horzum’daki 718 bin 047 metrekarelik 297 nolu parselleri kapsayan toplam 1 milyon 848 bin metrekarelik 880 rakımlı alan sessiz sedasız arsa ve ham toprak adını alarak mera vasfını kaybetti.

Yine 940 rakımlı, birçok endemik bitkiye sahip, Şanlıurfa’nın en verimli merası olan Kaşmer Dağı da arsaya çevrilme işinden nasibini aldı. Kırsal Demircik Mahallesinden 1 milyon 776 bin metrekarelik 126 ada 170 nolu parsel, Aşık Mahallesinden 1 milyon 620 bin metrekarelik 792 nolu parsel, Otlukalan Mahallesinden 3 milyon 361 bin metrekarelik 111 ada 63 nolu parsel olmak üzere mera diye bilinen alanlar arsaya dönüştürüldü.

 

Meralar hayvancılık için vazgeçilmez alanlar olarak biliniyor. Köçer ya da göçer adı verilen hayvan yetiştiricileri, Şanlıurfa’nın verimli meralarından faydalanmak için Doğu Anadolu’dan yollara düşerek Şanlıurfa’ya gelirler, meralarda konaklamak için köy tüzel kişiliklerine bedel ödeyerek konaklarlar, bahar mevsiminin bir kısmını burada geçirip tekrar kuzeye giderler. Bu meralar valilikçe oluşturulan ‘mera komisyonu’ ile korunuyor ve üzerlerine bir çivi dahi çakılmasına müsaade edilmiyor.

 

Yıllar içerisinde merayı sürdüğü, ağaç ektiği, ev yaptığı için şikayet edilen çok sayıda vatandaş yargılanıp hapis cezası aldı. Vatandaş söz konusu olduğunda üzerine bu kadar titrenen meraların, kimseden görüş alınmadan bir yazı ile arsaya çevrilmesi mahalle sakinlerini şaşkına çevirmiş durumda.

Sorumlu Değerleme Uzmanı Müslüm Yıldırım, normal şartlarda 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre bir yeri arsaya çevirebilmek için öncelikle birçok kurumdan görüş alınıp 1/5000 ve 1/1000’lik uygulama imar planları hazırlanmaması gerektiğine dikkati çekti.

“Bir arazi imar planındaki kamuya terk edilmesi gereken yolları, yeşil alanları, sosyal donatıları kamuya terk etmeden arsa vasfını alamaz” diyen Yıldırım, şunları söyledi:

“Ancak 2018 yılında alınan 1 no’lu Cumhurbaşkanlığı kararı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına belediyelerin tüm yetkileri verildi. Hatta daha fazlası… Şehirde yaşayanlara, şehrin kurumlarına, belediye meclislerine sormadan, hatta İmar Kanunu’na bağlı kalmadan 2018 yılında bakanlığa bağlanan TOKİ‘ye istediği planı istediği yere yapma yetkisi verildi.  Bu kararname 2019 yılında CHP ve Danıştay tarafından Anayasa Mahkemesine taşınıp iptali istendi. Anayasa Mahkemesi 5 yıl sonra Cumhurbaşkanlığı’nın 1 no’lu kararnamesinden 37 maddeyi 2024 yılının Şubat ayında iptal etti. Ki bu iptaller hükümetin canını sıktı. İptal ettikleri için de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü'ne verilen kamuya ait tescilli araziler ile tescil dışı arazilerin vasıflarını değiştirme yetkisiydi. Ancak bu iptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girecek.”

Şanlıurfa’nın mera diye bilinen en kıymetli alanlarının bu iptal kararı öncesi apar topar arsaya çevrilmesini “manidar” bulan Müslüm Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üstelik bu meraların çevresi verimli fıstıklıklar ve tarım arazileri ile çevrili. Bir yer arsaya çevrilince etrafı n’olur sizce? Eski durumunu koruyabilir mi? Oluşan baskıyla özelliklerini kaybederler. Kaşmer Dağı’na imar yapılınca şehir ile arada kalan Aşık Mahallesindeki 200 yıllık fıstık bahçeleri kalır mı? Kuşluca imara açılınca Gölpınar, Hamurkesen, İçkara, Sancak mahallelerindeki fıstıklıklar kalır mı? Şehri bilmeyen, coğrafyayı tanımayan bürokratların “parsel sorgu” programı üzerinde aldıkları kararlar bunlar. Bunların çoğu konut üretmek için değil, arsa üretip ihale ile satmak için oluşturuldular.”

 

“Devlete kaynak gerekiyor olabilir ama buralardan olmamalı” diyen Müslüm Yıldırım, değerlendirmesini şöyle tamamladı:

“En başta buna, haberleri varsa, muhalefetinden tut, iktidarına kadar şehrin siyasileri, belediye başkanları karşı çıkmalı. Akabe’den Aligör’e kadar boş ve dağlık alanlar var. Buralar değerlendirilmeli. Özellikle 12 milyon metrekarelik Kuşluca kararı yeniden gözden geçirilmeli. Çok yanlış bir seçim. Etrafındaki milyonlarca metrekarelik tarım arazilerinin kalbine hançer saplamak gibi bir şey. Yazık olur fıstıklıklara… Zamanında Kırkpınar’daki meranın taş ocağına kiralanmasına karşı çıkan Urfalıları neden sahada göremiyoruz? Onların da haberi yok herhalde”.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER