İlk milli roketin uzaya fırlatılacağı tarih belli oldu
GündemDelta V’nin 2 yıldır üzerinde çalıştığı ilk milli uzay roketi bu yaz uzaya fırlatacak. Delta V Genel Müdürü Arif Karabeyoğlu “Uzaya çıkmak için şu ana kadar 11 atış yaptık. Bu yaz uzaya çıkacak roketin ilk fırlatmasını yapacağız” dedi.
avunma Sanayi Başkanlığı bünyesinde kurulan Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş 2 yıldır üzerinde çalıştığı ilk milli uzay roketi bu yaz uzaya fırlatacak. Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş Genel Müdürü Arif Karabeyoğlu, dünyada çok özel bir roket motoru üzerinde çalıştıklarını belirterek “Önümüzdeki yaz uzaya çıkacağız” dedi.
2 YILDIR ÇALIŞIYORUZ
Karabeyoğlu, Hibrit Uzay Roket Motoru Geliştirme (HURM) Projesi hakkında yaptığı açıklamada, 2016’da kurulan şirketlerinin amacının roket teknolojilerini Türkiye'de geliştirmek olduğunu söyledi. Bu amaç doğrultusunda bir proje geliştirdiklerini aktaran Karabeyoğlu, “Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından fonlanan HURM Projesi üzerinde 2017’de çalışmaya başladık. Amacımız, Türkiye’de hibrit roket motorları geliştirilmek, bu teknolojinin ülkemize kazandırmak, bu motorlarla ilerde Türkiye’yi uzayda bir oyuncu haline getirmek ve dünya ile rekabete girecek sistemleri geliştirmek. Dünyada çok özel bir roket motoru geliştiriyoruz, benzerlerine göre bu roket motoru, hem daha emniyetli hem de maliyeti daha düşük. 2 yıldır üzerinde çalışıyoruz. Uzaya çıkmak için şu ana kadar 11 atış yaptık. Bu yaz uzaya çıkacak roketin ilk fırlatmasını yapacağız.” diye konuştu.
Karabeyoğlu, roket motoru konusunda Türkiye’nin artık söz sahibi bir ülke olması için projeyi yürüttüklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim teknolojimizin temel özelliği basit ve ucuz olması. Bunun yanında bir de emniyetli. Bütün bunları alt alta koyduğunuz zaman böyle bir sistemle üreteceğiniz fırlatma aracı da dünyadaki benzerlerine göre daha ucuz olacak. Türkiye’nin elinde böyle bir teknolojinin olması uzaya erişimini sağlayacak. Uzaya kendiniz erişemiyorsanız başkalarının teknolojilerine muhtaç kalıyorsunuz. Bu teknoloji ile artık biz de uzayda söz sahibi olan bir ülke haline geleceğiz. Uzayda uydularımız mevcut ancak hala uzaya kendi uydumuzu atacak sistemlerimiz henüz yok. Bizim geliştirmekte olduğumuz hibrit motorlu roket sistemlerimiz, bu konuda çalışan diğer kıymetli şirketlerimizle beraber uzaya ulaşımımızı sağlayacak. Daha da önemlisi bu maliyet etkinliğinden dolayı sürdürülebilir bir şekilde sağlanacak.”
Bu sistemi hayata geçirdiklerinde aynı zamanda başka ülkelere de roket fırlatma konusunda hizmet verebileceklerini anlatan Karabeyoğlu, “Uzay teknolojileri katma değeri çok yüksek bir alan. Ülkemiz için çok büyük ekonomik faydalar sağlayabilir. Dünyadaki uydu fırlatma marketi milyarca dolarlık bir market. Türkiye küçük de olsa, bunun bir parçasını alsa çok önemli bir kazanç kaynağı elde edecektir. Yüksek teknolojili bu alanda Türkiye’nin gelir elde etme imkanı doğacak. Yan sektörlere de bir hareket getirecek, bu alan çarpan etkisi çok yüksek bir alan.” değerlendirmesinde bulundu.
TEKNOPARK FIRSATI
Teknopark İstanbul’un, şirket olarak faaliyetlerini yürütmekte çok önemli bir fırsat sunduğuna işaret eden Karabeyoğlu, “Savunma Sanayi Başkanlığı’mızla, İstanbul Ticaret Odası’nın ortaklığında kurulan Teknopark İstanbul içindeki ekosistem bizim için çok faydalı oldu. Zira neye ihtiyacınız olursa olsun bu kampüs içinde o konuda çalışan bir firma bulabiliyorsunuz. İhtiyaç duyduğunuz her teknoloji konusunda o firmaya kampüs içinde ulaşıyorsunuz. Teknopark İstanbul, özellikleri ve endüstriye yakınlığı itibarıyla gelecekte Türkiye’nin silikon vadisi olabilir.Teknoloji firmalarının bir arada olması gerçekten çok önemli. Dünyada da bunun örneklerini görüyorsunuz ki Silikon Vadisi bunun en güzel örneğidir” ifadelerini kullandı.
10 yıl sonra ayda üs kurabiliriz
Gençlerin uzay teknolojileri konusunda daha etkin hale getirilmesinin Türkiye’yi bu alanda çok önemli yerlere getireceğine dikkati çeken Karabeyoğlu, şöyle konuştu: “Geçen hafta dünyanın en büyük sıvı oksijenli ve parafin yakıtlı ileri teknolojili hibrit roket motorunu ateşledik. Çok ileri bir noktaya gidebiliriz. Mesela 5 yıl içinde uzaya kendi erişimimizi sağlayabiliriz. 10 yıl sonra ise ayda bir üs kuracak kadar güçlü bir teknolojimiz olabilir. 1991’de uzay mühendisliğinden mezun olduğumda bugünkü teknolojinin bir gün Türkiye’de olacağı aklımın ucundan geçmezdi. Bugünkü gençlerin elinde çok güzel fırsatlar var, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan projeler var. O nedenle gençlerimiz çok şanslı. Bundan 20 yıl sonraki gençlerimiz daha da şanslı olacaklar. Türkiye’de gençlerin uzay ve havacılık konularına inanılmaz bir ilgisi var. Bizim firmada yaş ortalaması 26 olan genç mühendislerimizle inanılmaz işler yapıyoruz. Bu gençlerin bizleri daha da ileriye götüreceğine ve uzaya ulaştıracaklarına inanıyorum.”
İlginizi Çekebilir