Genç hukukçu İstanbul Sözleşmesini anlattı
Gündemİşte İstanbul Sözleşmesinin bilinmeyenleri
Dünya Gençlik Konseyi Hukuk işleri Başkanı ve aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi Ankara İl Hukuk Komisyonu üyesi ve CHP Keçiören İlçe Teşkilatı Yönetim Kurulu üyesi Avukat Melek Karasüleymanoğlu, son günlerin tartışma konusu olan İstanbul sözleşmesi hakkında açıklamalarda bulundu. Sözleşmenin bilinmeyenlerini bizler için kaleme aldı.
Danıştay 10. Dairesi, kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin" feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı'nın sözleşmeyi iptal kararının kaldırılması davası reddedilmiştir.
Bahse konu dava duruşmalı olarak yapılmış ve Danıştay Savcısı da "iptal işlemi hukuka uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle iptal kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Fakat dava herkesin bildiği üzere reddedilmiştir.
Bu karar hukuka aykırı olarak sanki talimat üzerine hazırlanmış ve sayın Başkanın tüm kararlarına uydurulmuş bir kılıf olarak hazırlanmıştır.
Karar, Anayasa'ya, kanunlara tümüyle aykırıdır. Şöyle ki;
Anayasa'nın 6. maddesinde, hiçbir kimse veya organın, kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı; 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ait olduğu ve bu yetkinin devredilmesinin mümkün olmadığı hükümlerine yer verilmiştir.
Anayasa'nın 6. maddesinde, hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı; 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ait olduğu ve bu yetkinin devredilmesinin mümkün olmadığı hükümlerine yer verilmiştir.
Anayasa'nın 87. maddesinde, "Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve sava ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir." denilmek suretiyle uluslararası sözleşmelerin onaylanmasını uygun bulmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasındadır. Anayasa'nın 104. Maddesinin 11. fıkrasında, "Milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayımlar." denilmek suretiyle de uluslararası sözleşmeleri onaylamak ve yayımlamak Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Anayasa'da uluslararası sözleşmelerin onaylanması ve yayımlanmasına ilişkin hususlar "Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma" başlıklı 90. maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur, ancak bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Buna göre, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile ülkemiz bakımından feshedilen sözleşmede önlenmesi amaçlanan hususların ülkemizde devam ediyor olması, 6284 sayılı Kanun'un Sözleşme hükümlerine doğrudan göndermede bulunması, diğer bir deyişle bu Kanunun, kadınları gerçek anlamda korumada tek başına kendisinin yeterli olmayacağını ve değinilen Sözleşmenin desteğine de ihtiyacı olduğunu kabul etmesi, ayrıca sözleşmenin feshiyle Kanun'un atıfta bulunan hükümlerinin anlam ve uygulama kabiliyetini yitirecek olması karşısında, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının, konu, sebep ve amaç unsurları yönünden de hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal kararının kaldırılması davasının reddi hukuka aykırı olmuştur" dedi.
İlginizi Çekebilir