Erdoğan'dan kongre ve dava açıklaması
GündemCumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin kongre sürecine girdiğini ve bu sürece hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde; "Türkiye Sevdasıyla Yaşımız Hep 18" temasıyla düzenlen AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı.
Toplantıda partililer hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan bugüne İstanbul teşkilatlarında görev alanlara gayretleri, emekleri ve sadakatleri için şükranlarını sundu.
“BUGÜN BAŞKA YARIN BİR BAŞKA OLMAMALIYIZ”
AK Parti'de siyaset yapmanın sorumluluk üstlenmek olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görevimiz ne olursa olsun hepimiz öncelikle bu davanın bir neferiyiz. Unutmayın, bugün söylediğimizi 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sonra da yine aynı şekilde kararlı olarak söylemek durumundayız. Bugün başka yarın bir başka olmamalıyız. Bunu yapanları gördük, görüyoruz” dedi.
Kendi nefsinin peşine düşen, sadece kendi ajandasına, kariyerine hesabına odaklanan kişilerden dava adamı olmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz. Bize Yunus'un ifadesiyle 'Ete, kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.' diyen anlayıştaki insanlar lazım. Diyorum ya, hep birlikte Ömerler olmaya aday olmalıyız. Hele hele bulunduğu makamın gücüne, imkânlarına güvenerek gönül kıran, insanları rencide eden, vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz. Yolsuzluğu, haksızlığı, çalıp çırpmayı hiç saymıyorum bile. Bu tür vasıflardaki insanların kapımızdan içeri girmesi dahi bizim için züldür" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’nin kongre sürecine girdiğini ve bu sürece hassasiyet gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'yi yönetenleri rabbim katında milletin nezdinde mahcup edecek hiçbir yanlışa göz yumulamayacağını kaydetti.
“HEDEFİMİZ MEDENİYET COĞRAFYAMIZDAKİ TÜM KARDEŞLERİMİZİN GÖNLÜNDE KALICI YER EDİNMEKTİR”
"Unutmayın, milleti karşısına alanlar, bizi de karşısına alır. Unutmayın kibir en büyük isyandır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan gönlü kıranının, partideki gönülleriyle ilgili kalemini kıracaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmeyenler, sadece varlık sebeplerini inkâr etmekle kalmaz aynı zamanda kendi hicranlarını da hazırlarlar. Hiçbirimizin hesabi davranma, aklı ve vicdanı yerine nefsinin sesine kulak verme gibi bir lüksü yoktur. Hedefimiz önce bu ülkenin 82 milyon insanının her birinin, onunla birlikte tarih ve medeniyet coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin, nihayetinde de büyük insanlık ailesinin tamamının gönlünde kalıcı yer edinmektir” diye konuştu.
“İCRAAT GÜNDEMİMİZE SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimi konuların bilinçli bir şekilde gündemde öne çıkartıldığını bunlardan önemli bir kısmının da milleti karamsarlığa sürükleyerek dolaylı yoldan AK Parti’yi başarısız göstermeye yönelik çabalara karşı dikkatli olmaları konusunda teşkilatını uyardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi güvensiz bir ülke olarak gösterme projesine hizmet eden bu tür kampanyalara bilerek veya bilmeyerek destek verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Medya kuruluşlarını da bu konuda dikkatli ve bilinçli hareket etmeye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi icraat gündemimize sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Vaktimizi ve enerjimizi kendi çalışmalarımızı daha ileriye taşımak için kullanacağız. Muhalefetin, medyanın ve diğer çevrelerin bizi dar ve kısır gündemlerinin içine hapsetme tuzağına hiçbir şekilde düşmemeliyiz. Unutmayınız, AK Parti gündem takip etmez, gündem belirler" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Türkiye’nin kaderini belirlemede bir numaralı şehir olduğuna dikkati çekerek, “İstanbul’un nabzını iyi tutarsak zaten Türkiye’yi de yakalamış oluruz. Dolayısıyla bu konuda sizlere çok önemli görevler düşüyor. Sokaktaki her bir vatandaşımızdan başlayıp tüm ilçelerimizi ve şehrimizi kuşatan bir anlayışla bu süreci yönetmeliyiz” uyarısında bulundu.
“AKDENİZ’DE ATILAN STRATEJİK ADIMLAR TÜRKİYE’YE KARŞI ÂDETA BİR ÖFKE PATLAMASINA YOL AÇTI”
Türkiye’nin son 17 yılda tarihinin en büyük sıçramalarını yaşarken, aynı zamanda tarihinin en büyük saldırılarıyla da karşı karşıya kaldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Suriye’de yürütülen harekâtlar, terörle mücadele operasyonları ve Akdeniz’de atılan stratejik adımların Türkiye’ye karşı âdeta bir öfke patlamasına yol açtığını söyledi.
Londra ziyaretinde İngiltere, Fransa, Almanya liderleriyle yaptığı görüşmede Türkiye’nin DEAŞ’a karşı en büyük mücadeleyi veren ülke olduğunu dile getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, siz niye oradasınız? Bize şunu söyleyemezsiniz: Siz oraları terk etmedikten sonra, Suriye halkı da, teşekkür ederiz, artık gidebilirsiniz demedikten sonra biz buradan çıkmayacağız. Çünkü biz Adana Mutabakatıyla oradayız, çünkü biz Suriye halkının talebi üzere oradayız ve şu anda da bu süreç devam ediyor. Söyleyecekleri inanın hiçbir şey yok ve söyleyemediler” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE-LİBYA ARASINDA MUTABAKAT METNİ İMZALANDI”
“İşte Fransa’nın şu anda hâli ortada. Bakın Fransa’da her yer şu anda yanıyor, yıkılıyor. Niye? Zulüm ile abat olunmaz, onun için” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Libya arasında bir mutabakat metni imzalandığını, TBMM’den geçen anlaşmanın şimdi Birleşmiş Milletlere gönderildi ve böylece hem askerî güvenlik hem de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili adımların atıldığını kaydetti.
Libya ile yapılan mutabakatın ardından bazı ülkelerin oyunlarının bozulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ve bu oyunlar bozulurken bir tarafta da Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, zaman zaman İsrail, bunlar da bir araya geliyorlar. Bir skandal hareket de yaptılar, neydi o? Tuttular Libya’nın Büyükelçisini Yunanistan deport etti. Ne oldu yaptın da, ne kazandın? Zaman zaman bu tür şeyleri biz de yapıyoruz, bizim de büyükelçilerimizi deport edenler oluyor, onlar edince biz de onlarınkini deport ediyoruz. Bu, siyaset dilini bilmemek ve skandallar üzerine kurulmuş bir devlet yönetimi demektir, Yunanistan’ın yaptığı da budur. Şu anda biz Libya’daki bu kararlı duruşumuzu devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Ama dikkat edin, şimdi Libya ile Türkiye arasında hamdolsun gayet ilginç, gayet güzel bir hat inşa edildi ve bu hat üzerinde, çevresinde münhasır ekonomik bölge diye ifade ettiğimiz o bölgede bizim geçmişten bugüne garantör ülke olarak haklarımız var, Suriye’deki soydaşlarımızın hakları var, bu hakları sonuna kadar savunmakta kararlıyız.”
“YAPILAN HER SALDIRIYI SÜRATLE ETKİSİZ HÂLE GETİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sondaj ve sismik araştırma gemileriyle bölgede çalışmalara devam edeceğini, firkateynlerinin, uçaklarının, helikopterlerinin bölgede olmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Biz uluslararası deniz hukuku, uluslararası hukuktan doğan haklarımız neyse, bu haklarımızı sonuna kadar savunacağız, takipçisi olacağız” dedi.
Suriye’deki gelişmelerle ilgili ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlarla sahada elde edilen neticelerin tarihî önemde olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için diplomasi ve uluslararası siyaset yanında, ekonomiyi de devreye almalarına rağmen, hamdolsun, ülkemize geri adım attıramadılar. Yapılan her saldırıyı, atılan her adımı, kullanılan her silahı süratle etkisiz hâle getirdik, tedbirlerimizi aldık. Aynı hamlelerin tekrarında karşılarında hazırlıklı bir Türkiye buldukları için istedikleri neticeyi elde edemiyorlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın sağlamlığına vurgu yaparak, “Türkiye’nin güney sınırlarını terör koridorlarıyla kuşatma projeleri özellikle oluşturmaya çalışanlar, iç siyaseti manipüle ederek kayıplarını telafi etmenin peşindeler, ama bunu da başaramıyorlar, çünkü milletimiz bu ülkede kimin ne olduğunu, kime hizmet ettiğini, neyi için yaptığını gayet iyi biliyor” sözlerine yer verdi.
“TÜRKİYE'DE HİÇBİR ÜNİVERSİTEYE TAPU İLE TAPU DEVRİ, MÜLKİYET DEVRİ YOKTUR”
İstanbul’daki Şehir Üniversitesi meselesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şehir Üniversitesinin tahsisini Başbakanlığım döneminde yapan benim. Tahsisini yapan ben olduğuma göre, daha sonra malum zat Başbakan olunca bu tahsisi Şehir Üniversitesine mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu ile tapu devri, mülkiyet devri yoktur, olmamıştır. Bunlar dürüstlüğü kimseye bırakmıyor değil mi? Öksüz, yetimin hakkını kalkıp kurdukları üniversiteye tapu devri yapmak suretiyle Özelleştirme Yüksek Kurulunun Başkanı sıfatıyla bunu sağlıyor. Size gönderilmiş olan elektronik ortamda orada da var. Peki, bu nasıl doğruluk? Peki, yanında kim var? Yine bir başka isim, o da Sayın Babacan var, onun da imzası var bu işin altında. Başka kim var? Mehmet Şimşek var. Başka kim var? O zaman Ulaştırma Bakanı olarak Özeleştirme Kurulunun içinde olan Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüsttü ya? Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu? Ben bunu niye anlatıyorum? Kimin ne olduğunu yaptıklarıyla öğrenin diye.”
Halk Bankasının Şehir Üniversitesine ciddi bir kredi verdiğini fakat geri ödemelerin yapılmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Halk Bankasına olan borcun 417 milyon lira noktasında bulunduğunu, Şehir Üniversitesinin kredi kullanırken teminat vermediğini anlattı.
Şehir Üniversitesinin “Alacağımız öğrencilerin yapacakları ödemeye ipotek koyun.” teklifinde bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sen zaten mevcut kotanı doldurmamışsın, mevcut kotanı doldurmadan üstelik yeni alacağın öğrencilerle ilgili böyle bir kotayı nasıl oluyor da bir bankaya teminat olarak veriyorsun? Tabii bizi halef selef olduğumuz Cumhurbaşkanı aradı, ya dedi işte siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz. Kendisine dedim ki, temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz dedim geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz, hamdolsun 17 yıldır bizim dönemimizde bizim bankalarımızın hiçbirisi kasaları boşaltmadı, biz de kasayı boşaltamayız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Buranın hamisi dikkat edin Marmara Üniversitesidir, Marmara Üniversitesi Türkiye’nin şu anda en büyük üniversitelerinden bir tanesidir. Şimdi de ne diyorlar biliyor musunuz? Marmara Üniversitesi borçları ödesin. Tabii YÖK de kendilerine diyor ki, o zaman siz de Mütevelliyi bırakın, Marmara Üniversitesi buraya yaptığı atamalarla burayı götürsün. Yok diyorlar, Mütevelliyi de bırakmayız. Tezgâh başka. Biz ne oradaki öğrencilerimizin düşmanıyız ne de akademisyenlerin düşmanıyız, böyle bir şey asla söz konusu değil. Hiçbir vakıf üniversitesinin de bunların yaptığı uygulama gibi bir uygulamaları ne yazık ki yok ve böyle bir durumla ne yazık ki burada karşı karşıyayız. Çok da teferruatına girmek istemiyorum ama anlattığım gibi burada Halk Bankasının âdeta bir dolandırılması söz konusu.”
Divan Başkanlığını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı toplantıda, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, Tanzanya'da adına yaptırılan su kuyusunun 1/25 ölçekli maketini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim etti.
BİHA
İlginizi Çekebilir