Coşkun, PISA puanları için açıklama yaptı
GündemMemur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Coşkun, “Türkiye’nin PISA 2012 bandına yeniden yükselmesi sevindiricidir. Ancak Türkiye’nin ortalama puanlarının OECD ülkeleri ortalamalarından önemli ölçüde geride olduğu unutulmamalıdır” dedi.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, Türkiye’nin PISA puanları ile ilgili bir açıklama yaptı.
Puanların yükselmesinin sevindirici olduğunu ifade eden Coşkun, Türkiye’nin hala OECD ülkelerinin ortalamalarının gerisinde olduğunu söyledi.
Coşkun açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“Türkiye’nin PISA uygulamalarındaki her üç alana ilişkin ülke başarı sıralamaları incelendiğinde, PISA 2018’de PISA 2009 ve PISA 2012 uygulamalarındaki sıralara ulaştığımız görülmektedir. Buna ilaveten Türkiye PISA 2018’de okuma puanı bakımından 37 OECD ülkesi arasında 31, matematik puanı bakımından 33 ve fen puanı bakımından da 30. sırada yer almıştır. Bu veriler, Türkiye’nin sıralamada az da olsa bir ilerleme kaydettiğini göstermektedir. PISA 2018’de okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarında Türkiye’nin PISA 2015’e göre puanlarını yükselttiği ve sıralamada ilerlediği görülmektedir. Ortaya çıkan üç basamak ilerleme, alınan kısmi mesafe, 2015-2018 yılları arasında atılan doğru adımların ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Bu ilerleme, bakanlık açısından ‘daha fazla gayrete gerek var’ şeklinde değerlendirilmelidir. Bu kısmi ilerlemenin ortaya çıkmasında eğitim yöneticileri ve eğitim çalışanlarının payı da unutulmamalıdır.
Türkiye’nin PISA 2012 bandına yeniden yükselmesi sevindiricidir. Ancak halen üç alanda da Türkiye’nin ortalama puanlarının OECD ülkeleri ortalamalarından önemli ölçüde geride olduğu unutulmamalıdır. Daha önceki PISA uygulamalarında olduğu gibi, PISA 2018’de de Türkiye’de okul türleri ve bölgeler arasındaki başarı farkları maalesef devam etmektedir. Bu, eğitimin temel sorunları arasında başı çekmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, PISA 2015’teki büyük düşüşün sebepleri üzerine, ‘örneklem hatası’ gibi savunmacı açıklamalar dışında hâlâ herhangi kapsamlı bir değerlendirme yapmamıştır. PISA gibi uluslararası değerlendirmeler, bir ülkedeki mevcut durumu ortaya koyma amacının ötesinde, başarı ya da başarısızlıkların faktörlerini ortaya koyma iddiasıyla yapılmaktadır. Bu kapsamda, hangi faktörlerin Türkiye’nin 2015 puanlarını düşürdüğü, hangi faktörlerin 2018 puanlarını artırdığı yönünde bir çalışma yapılmalıdır. Burada 2003-2012 arasında Türkiye’nin puanlarını genel olarak sürekli artırdığı, 2015’te ise ani bir düşüş yaşadığı gözden uzak tutulmamalıdır. Bu kapsamda, PISA’nın 15 yaş grubu öğrencileri ölçtüğü ve 15 yaş grubunun neredeyse tamamının liselerde öğrenci olduğu dikkate alındığında, 2012’den sonraki ortaöğretim politikalarının masaya yatırılması zorunludur. OECD raporu, Türkiye’de ortaöğretimde okullar arasındaki farkın görece yüksek, okul içindeki farkların ise düşük olduğunu göstermektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı PISA 2018 Türkiye Ön Raporu incelendiğinde, Türkiye’deki liseler arasındaki farkların yüksek olduğunun vurgulandığı görülmektedir. Bu durum da, ortaöğretim politikalarının eşitlik ve kalite üzerinden yeniden ele alınmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.”
BİHA
İlginizi Çekebilir