© Haber Olay 2021

Coşkun: Enflasyon kayıplarını telafi edecek maaş artışı bekliyoruz!

Memur-Sen Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerinin ardından, kamu görevlilerinin maaşlarında enflasyon farkını telafi edecek bir artış beklediklerini ifade etti. Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun, Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerinin ardından açıklama yaptı.Coşkun, 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Memur-Sen’in kamu görevlilerinin sadece gelirlerini değil, aynı zamanda zorunlu harcanabilir giderlerini de azaltmaya yönelik teklifler sunduğunu hatırlattı. Bu tekliflerin kabul edilmesi halinde kamu görevlilerinin enflasyon kaybı yaşamayacağını ve maaş/ücret artışlarının ”enflasyon farkı” ile belirlenmesine gerek kalmayacağını vurguladı.Geçen yıl aynı dönemdeki enflasyon oranlarının bu yılkinden daha düşük olduğuna dikkat çeken Coşkun, mevcut sıkılaşma politikalarının ve faiz artırımlarının enflasyonu düşürmekten ziyade üretim ve yatırımı olumsuz etkilediğini ve gelir dağılımındaki adaletsizliği büyüttüğünü savundu.Coşkun, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:“Bu somut durum; sıkılaşma politikaları enflasyonu düşürmüyor, alım gücünü eritiyor, geçim sıkıntısını büyütüyor gerçeği ile açıklanabilir.Doğru ve adil sonuçların ortaya çıkabilmesi için politika üreticilerin ve karar alıcıların bakış açısını değiştirmesi, enflasyonun nedeninin “emekçiler-emekliler” gibi gösterilmesinden vazgeçilmesi gerekmektedir. Bunun için gerekli ve şart koşul “piyasaya emekçi gözüyle bakış” anlayışından geçmektedir. Geçtiğimiz aybaşında biten doğalgaz desteği/muafiyeti; enflasyon rakamlarına yansımasına ilave olarak gelir kayıplarını da artırıyor. Bu düzenlemenin süresinin uzatılması, sabit gelirlilerin hanelerinin desteklenmesi gerekmektedir. Piyasada oluşan olumsuz tablo ve diğer ekonomik etkenlere ilave olarak kamu görevlilerinin haklarının, kamu görevlileri sendikalarının kazanımlarının engellenmesi; hiçbir emek örgütü tarafından kabul edilebilir ve hiçbir emekçi tarafından da anlaşılabilir bir durum değildir. TOPLU SÖZLEŞME HÜKÜMLERİ ENGELLENEMEZ, UYGULAMALARI KEYFİYETE BIRAKILAMAZ 2001 yılında kamu görevlileri için çıkarılan Kanun, toplu görüşmelerde mutabık kalınan hükümlerin uygulanması için Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulmasını öngörüyordu. 2009 yılında elde ettiğimiz yetki ile 4688 sayılı Kanunun değişmesini ve “toplu sözleşme” masasında alınan Kararların; taraflar arasında imzalandığı gerçeğinden hareketle doğrudan uygulanması” gerektiğini belirttik. Bu çerçevede, Anayasa Referandumu ile Anayasa’nın 53 ve 128 inci maddeleri yeniden düzenlenmiş, buna istinaden 4688 kısmi de olsa güncellenmiş ve “Taraflar” arasında mutabık kalınan hükümlerin doğrudan uygulanması sağlanmıştır. Gelinen noktada; Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve 4688 sayılı Kanunda açıkça belirtilen toplu sözleşme hakkımız ve toplu sözleşme kazanımlarımız engellenmekte, Anayasaya, uluslararası sözleşmelere ve Kanuna aykırı hareket edilmekte, “tarafların” kararları; 3. Kişilerin “onayına-oluruna” bırakılmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin 20 yıllık süreçte atmış olduğu demokratik adımları, sendikal örgütlenme alanındaki dönüşümleri ve özgürleşme alanındaki gelişmeleri olumsuz etkilemektedir.”

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun, Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerinin ardından açıklama yaptı.

Coşkun, 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Memur-Sen'in kamu görevlilerinin sadece gelirlerini değil, aynı zamanda zorunlu harcanabilir giderlerini de azaltmaya yönelik teklifler sunduğunu hatırlattı. Bu tekliflerin kabul edilmesi halinde kamu görevlilerinin enflasyon kaybı yaşamayacağını ve maaş/ücret artışlarının "enflasyon farkı" ile belirlenmesine gerek kalmayacağını vurguladı.

Geçen yıl aynı dönemdeki enflasyon oranlarının bu yılkinden daha düşük olduğuna dikkat çeken Coşkun, mevcut sıkılaşma politikalarının ve faiz artırımlarının enflasyonu düşürmekten ziyade üretim ve yatırımı olumsuz etkilediğini ve gelir dağılımındaki adaletsizliği büyüttüğünü savundu.

Coşkun, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Bu somut durum; sıkılaşma politikaları enflasyonu düşürmüyor, alım gücünü eritiyor, geçim sıkıntısını büyütüyor gerçeği ile açıklanabilir.

Doğru ve adil sonuçların ortaya çıkabilmesi için politika üreticilerin ve karar alıcıların bakış açısını değiştirmesi, enflasyonun nedeninin “emekçiler-emekliler” gibi gösterilmesinden vazgeçilmesi gerekmektedir. Bunun için gerekli ve şart koşul “piyasaya emekçi gözüyle bakış” anlayışından geçmektedir.

Geçtiğimiz aybaşında biten doğalgaz desteği/muafiyeti; enflasyon rakamlarına yansımasına ilave olarak gelir kayıplarını da artırıyor.  Bu düzenlemenin süresinin uzatılması, sabit gelirlilerin hanelerinin desteklenmesi gerekmektedir.

 

Piyasada oluşan olumsuz tablo ve diğer ekonomik etkenlere ilave olarak kamu görevlilerinin haklarının, kamu görevlileri sendikalarının kazanımlarının engellenmesi; hiçbir emek örgütü tarafından kabul edilebilir ve hiçbir emekçi tarafından da anlaşılabilir bir durum değildir.

 

2001 yılında kamu görevlileri için çıkarılan Kanun, toplu görüşmelerde mutabık kalınan hükümlerin uygulanması için Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulmasını öngörüyordu. 2009 yılında elde ettiğimiz yetki ile 4688 sayılı Kanunun değişmesini ve “toplu sözleşme” masasında alınan Kararların; taraflar arasında imzalandığı gerçeğinden hareketle doğrudan uygulanması” gerektiğini belirttik.

Bu çerçevede, Anayasa Referandumu ile Anayasa’nın 53 ve 128 inci maddeleri yeniden düzenlenmiş, buna istinaden 4688 kısmi de olsa güncellenmiş ve “Taraflar” arasında mutabık kalınan hükümlerin doğrudan uygulanması sağlanmıştır.

Gelinen noktada; Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve 4688 sayılı Kanunda açıkça belirtilen toplu sözleşme hakkımız ve toplu sözleşme kazanımlarımız engellenmekte, Anayasaya, uluslararası sözleşmelere ve Kanuna aykırı hareket edilmekte, “tarafların” kararları; 3. Kişilerin “onayına-oluruna” bırakılmaktadır.

Bu durum, Türkiye’nin 20 yıllık süreçte atmış olduğu demokratik adımları, sendikal örgütlenme alanındaki dönüşümleri ve özgürleşme alanındaki gelişmeleri olumsuz etkilemektedir.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER