© Haber Olay 2001

Bahçeli, Spekülasyonlar ve Savunmasız Türkiye!

Ölümlü bir dünyada yaşıyoruz, hepimiz zamanı geldiğinde gideceğiz. Önemli olan geride hoş bir sayfa bırakabilmektir.

Burası hepimiz için bir imtihan yeri. Ahlaklı olmakla emrolunmuşuz, bunu başarabilirsek ne mutlu. Zaten şanlı Peygamberimiz de, ”ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” demiyor mu? İnsanlığın zirvesi odur.

Kaç gündür Sayın Bahçeli’nin hastalığı üzerinden spekülasyonlar yapılıyor. Siyasetimiz farklı olsa da kendisine en içten şifalar diliyorum. Farklı düşünsek de Sayın Bahçeli önemli bir devlet adamıdır. Hastalığa sevinmek sadece acizlik değil, aynı zamanda ahlaksızlıktır. Kaldı ki Sayın Bahçeli ile uzun süre siyasi beraberliğimiz oldu.

Sağlık durumunu ben de merak ediyorum, vefat etti diyenden bitkisel hayatta diyene kadar birçok iddia ortaya atıldı.

MHP sözcüleri de toplumu ikna edecek bir şey söylemediler.

Gazeteci Nedim Şener, Bahçeli ile konuştuğunu söyledi, doğrudur yalandır bilemiyorum. Ama konuşacak durumdaysa Sayın Erdoğan niye ziyaretine gitmiyor? Başka söylentiler de var. Bir kaynağım, ”Bahçeli kalça kemiğini kırmış, ayrıca kalp kapakçığı ameliyatından dolayı da cihaza bağlı bitkisel hayat da olduğu. Bir daha aktif siyaset yapamaz”diyor. Ancak benim görüşüm ve dileğim kısa sürede sağlığına kavuşup görevinin başına dönmesidir.

Bu söylentilerin hangisi gerçek hangisi değil önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Ama belli ki, MHP’de bir liderlik yarışı olacak, Bahçeli sonrasının ekibi kurulacak. Siyasi kulislerde çok adaylı bir kurultayın ufukta olduğu konuşuluyor.

Anlaşılmaz olan Bahçeli’nin durumunun halktan saklanmasıdır. Tarihimizde de bazı vefatlar yönetimde veya askeri seferde savaşan askerin morali bozulmasın kaos olmasın diye saklanmıştır. Böyle durumlar da bazı ölümler saklanabilir, Kanuni Sultan Süleyman gibi. Fakat Bahçeli’nin ki öyle değil. Hastalığının gizlenmesinin anlamı yok. Bu ketumluk, iddiaları doğrulmaktan başka şeye hizmet etmiyor.

Bahçeli'nin bir resim veya canlı bir beyan bile vermemesi en azından durumunun ciddiyetine dair iddiaları doğruluyor.

MHP ile CHP bu ülkenin en kurumlaşmış partileri. İkisinin de sağlam kökleri var, temennim misyonuna ve tarihine uygun bir yönetimin iş başına gelmesidir.

Son yıllarda MHP kulvar değiştirerek politikadaki ağırlığını kaybetti. Bugün birileri federasyon, özerklik, ana dilde eğitim, iki milletli anayasa diyebiliyorsa bu ağırlık kaybının sonucudur. Bir de rahmetli Başbuğun "ne mozaiği ulan” lafını düşünün. Nereden nereye…

Milliyetçiler bu ülkenin sigortasıdır. Lakin bugün o sigorta bozuldu. Ağzı olan ülkeyi nasıl paylaşacağını konuşuyor. Bölünme projesini uygulamaya koyanlar, MHP’nin işlevsizleştirilmesiyle o kadar rahatladılar ki, artık kimse önümüzü kesemez diye düşünüyorlar.

Gördüklerimiz hançer olup yüreğimize saplanıyor.

Temennim Bahçeli’nin şifa bulması ama görünen MHP’yi Bahçelisiz günlerin beklediğidir. Umarım MHP yeni bir yönetim yeni bir anlayışla aslına rücu eder.

Bugün içimizi kanatan görüntüler milliyetçiliğin sahne dışına itilmesinin sonucudur. Milliyetçiliğin sahneden çekilmesi o ülkenin savunma hatlarının yıkılmasıdır. Bu sahneye hep birlikte dönmezsek hep birlikte kaybedeceğiz. Ya Türk'süz, kabileleşmiş bir geleceğe razı olacağız, yahut ABD uzantılarının dayattığı bu Türkiyelileşme projesini yırtıp çöp tenekesine atacağız. Üçüncü bir yol yok!

Kaynak; Yeniçağ İsmail Türk köşe yazısı 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER