Akşener MHP Genel Başkan Aday Adayı: Başbakan Meral
Siyaset1 Kasım 2015 seçimleri sonrası MHP'nin ağır hezimete uğraması ile partide oluşan rahatsızlık kongre talebini gündeme getirdi. Devlet Bahçeli yerine yeni genel başkan arayışları başladı. Bu süreçte Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan isimleri öne çıktı.
1 Kasım 2015 seçim sonuçları muhalefet ve özellikle MHP açısından tam bir şok oldu. Haziran seçimlerinde MHP’ye yüzde 16,3 oy veren seçmen MHP’nin uzlaşmaz ve iktidar hedefi taşımayan siyasetini 1 Kasım seçimlerinde adeta cezalandırdı. MHP yüzde 11,9 oy aldı. Bir başka ifade ile MHP 5 aylık sürede 40 milletvekili ve yaklaşık 2 milyon yüz bin oy kaybetti. Bu Devlet Bahçeli’nin 2002’de aldığı erken seçim kararı ile AKP’nin önünü açmasından sonra AKP’ye örtülü olarak verdiği ikinci kritik destekti. Bu destek sayesinde AKP tekrar tek başına iktidar olmuştu.
Ancak bu sonuçlar MHP tabanında tam bir infiale sebebiyet vermişti. Ülkücüler iktidar olmak istiyordu ve artık Devlet Bahçeli’nin ülkücü harekete liderlik yapamayacağını her yerde açıkça söylemeye başladılar. Yeni dönemin sloganı “Hareketin engeli Devlet Bahçeli” olmuştu.
MHP’de Devlet Bahçeli’ye muhalefet aslında ilk defa yaşanan bir siyasi durum değildi. 2003’ten beri hemen hemen her kongrede Bahçeli’nin karşısına aday çıkmış veyahut teşebbüs edilmişti. Ancak tüm bu muhalefet hareketlerinin en önemli ortak noktası itiraz sahiplerinin Karadeniz, kıyı Ege, kıyı Akdeniz, Trakya gibi bölgelerdeki illerin delegeleri ile sınırlı kalması ve bir türlü Anadolu’nun derinliklerine nüfuz edilememesiydi. Oysa bu dönem orta ve doğu Anadolu illerinden de çok güçlü itirazlar geliyordu. Sivas, Elazığ, Tokat, Aksaray gibi iller adeta yeni muhalefete liderlik ediyorlardı.
MHP’yi bilenler gelen muhalif dip dalganın adeta bir tsunamiye dönüşebileceğini öngörmekteydiler. Böyle olunca tabanın samimi mücadele eden kadrolarının yanında oluşabilecek yeni politik durumdan istifade etmek isteyen birçok eski siyasetçi de yeni dönemde bir siyasi pozisyon kapabilmek umudu ile sürece destek verme gayretine girdiler.
Sinan Oğan, Meral Akşener ve Koray Aydın
Ancak bir sorun vardı. Ortada Sinan Oğan adlı genç bir akademisyen dışında bir aday adayı yoktu ve o da her önüne gelene delege ile bir yıldır görüştüğünü delegenin kendisini desteklediğini söylüyordu. Ancak ülkücü harekette aile ilişkileri dışında bir geçmişi bulunmayan bu genç adamın genel başkanlık iddiası kapsamında hafif kaldığı da müşterek kanaatti. Diğer yandan ülkücüler sadece bir genel başkan aramıyorlardı. Ülkücüler kendilerini iktidar yapacak ve başbakan olacak bir genel başkan aramaktaydılar. Bu kapsamda uzun bir süredir yıldızı yükselen Meral Akşener en uygun isim olarak gözükmekteydi. Bu sebeple Akşener’e karşı yoğun bir ilgi oluştu.
Akşener kısa bir dönem içerisinde adeta ablukaya alındı. Beylerbeyindeki evi hep hayali olduğu şekilde bir “Güniz Sokak” olmuştu. Akşener tüm misafirlerini kapıda karşılıyor, ayaklarına terlikleri bizzat uzatıyor ve elleri ile çay servisi yapıyordu. Bu ilgi ve alaka yıllardır Balgat koridorlarında itilmiş kakılmış hor görülmüş ülkücüler için son derece büyüleyici bir etki yapmaktaydı. Adeta rüya gibiydi. İkili konuşmalarda herkes Akşener’in bu insani! yönünü dile getiriyordu. Herkes ne kadar mütevazı ve sevgi dolu olduğundan bahsediyordu. Bu ziyaret süreçlerinde edinilen intiba dalga dalga Anadolu’ya yayılıyor ve özellikle genç il başkanları ve ülkücü hareketin tabanı üzerinde son derece etkili oluyordu.
Bugün bakıldığında bu kısa dönem Akşener’in siyasi hayatının belki de en keyifli dönemidir. Gençliğinin kahramanları kendi ifadesi ile “deve dişi gibi ülkücüler” bugün “kurtar bizi” diyerek kapısını aşındırıyordu. Akşener istişare adı altında bu dönemin keyfini sonuna kadar çıkardı. Oysa Akşener aslında kararını Devlet Bahçeli kendisini aday listelerine koymadığı gün vermişti. Gündoğdu köyünde şehrin ışıkları kenarındaki bir köyde büyümüştü. Alafranga hayata hep özlem duymuş ve ancak siyaset sayesinde çocukluğunun ulaşılmaz insanları ile muhataplık kurabilmişti. Asla köyüne! dönmeyecekti. Siyaseten canlı canlı mezara konulmaya itiraz edecek ve fırsat oluştuğunda aday olacaktı.
AKŞENER-KORAY AYDIN GÖRÜŞMESİ
Akşener’in dışında biri daha adaylık yokluyordu ancak tabandaki Akşener ilgisi nedeni ile adaylık hususunda tereddütlüydü. O MHP muhalefetinin adeta gediklisiydi. 1997 olaylı kongresinde Devlet Bahçeli’yi desteklemiş, 2003’te de ona karşı aday olmuştu. Yine 2004 ve 2009’da olağanüstü kongre yapmak için imza toplamış ancak sonuç alamamıştı. Son olarak 2012 kongresinde Müsavat Dervişoğlu ile birlikte Bahçeli’ye karşı aday olmuş ve 447 oy alarak seçimi kaybetmiş o isim Koray Aydın’dı.
Koray Aydın’ın yakın dostları dahil herkes Aydın’ı aday olmaması ve Akşener’e destek olması hususunda uyarıyordu. Aydın da tabandaki bu Akşener ilgisinin pekala farkındaydı. Ancak diğer yandan aday olma pozisyonunu koruyarak aslında bir politik pazarlığa girmek istiyordu.
Taraflar gazetemiz sahibi Ahmet Çelik’in gayretleri ve her iki tarafı ikna etmesi üzerine Akşener’in Üsküdar’daki evinde bir araya geldiler. Eve, Akşener’in genel başkan adaylığı hususunda bir uzlaşma yapmak ve siyasi pozisyonlar elde etmek için giren Koray Aydın ne gariptir ki evden genel başkan adayı olarak çıkmıştı. Akşener bu görüşmeyi yakın çevresine anlatırken “Adam mahçup olmasın diye ev sahipliğinin yanında adeta yeni bir gelin gibi davrandım. Durduk yere Koray Aydın’da avcı iştahı oluşturduk ve adam ben bunu her durumda yenerim diyerek karşıma çıktı” diye anlatmıştır. Netice olarak Akşener 30 Kasım’da bir hotelde yaptığı geniş katılımlı basın açıklaması ile “Ülkücü iradenin üstümüze yükleyeceği görevleri almaya hazırız” şeklinde bir açıklama ile adaylığını ilan etmiştir. Aydın ise bir yazılı açıklama ile aday adaylığını ilan etmek zorunda kalmıştır.
OĞAN’DAN AKŞENER’E EŞ GENEL BAŞKANLIK TEKLİFİ
Sinan Oğan MHP eski Genel Başkan Yardımcılarından Mehmet Ekici’nin damadıdır. Oğan 2011-2015 arasında MHP Iğdır Milletvekili olarak görev yapmış ve sonrasında MHP’den ihraç edilmiş ve açtığı davayı kazanarak üyeliğe yeniden hak kazanmıştı. Oğan’nın ihraç kararından hemen sonra açtığı dava pek görülmeyen bir şekilde bir ayda sonuçlanmış ve tekrar üye olmuştur. Bu karar MHP saflarında AKP tarafından Oğan’a yapılan bir destek olarak tanımlanmıştır. İhraç edilme süreci itibarı ile kenara çekilmemiş, bir taraftan hukuk mücadelesi yapmış diğer taraftan MHP tabanı ile sürekli irtibat halinde kalmaya çalışmıştır. İşte bu Sinan Oğan, 21 Kasım 2015’te Alparslan Türkeş’in kızı Çağrı Saraç Türkeş’in de desteği ile olağanüstü kongre çağrısı yapmıştır.
Oğan o dönemde yakın çevresine zaten 500 delegenin kendisi ile olduğunu, Koray Aydın’ın ve Akşener’in yaşlı olduğunu, Türk siyasetinde gençleşmenin bir ihtiyaç olduğunu, adayların entelektüel birikime sahip olması gerektiğini ve adaylar arasında bu koşulların sadece kendisinde olduğunu ifade ediyordu. Oğan aslında Koray Aydın’ı rakip görmüyordu ancak Akşener’e olan taban ilgisinin farkında olmaya başlamıştı. Bu sebeple “abla” dediği Akşener’den randevu istedi. Taraflar Akşener’in Beylerbeyindeki evinde görüştüler. Bu görüşmede Oğan Akşener’e önce “Abla ben sana 2012’de çık aday ol destek vereceğim dedim. Sen aday olmadın. Bu sefer aday olmak benim hakkım” dedi. Akşener bu pişkinlik ve hafiflik karşısında adeta şok olmuştu ancak ev sahibi olmanın getirdiği sorumlulukla bu gayri ciddi politik tavrı bir şekilde savuşturdu. Bunun üzerine Oğan ikinci bir şok yaşattı: “Eş Genel Başkan olalım.”
Oğan her ne kadar ülkücülüğünü 1989’da mezun olduğu Marmara Üniversitesi’ne dayandırsa da; o dönem Marmara Üniversitesi’nde okuyan ülkücüler Sinan Oğan’ı tanımıyorlardı. Oğan aslında ülkücü olmadığı gibi milliyetçi hareketin müktesebatına da sahip değildi. Oğan esasen yükselen milliyetçilikten faydalanmaya çalışan düpedüz bir oportünist sayılırdı. Nitekim bu oportünizm yıllar sonra Oğan’ı Cumhurbaşkanı adayı yapacak ve sonunda Erdoğan’a şaibeli bir desteğin öznesi olacaktı. Ancak ülkücü hareket içinde karşı konulmaz bir Bahçeli nefreti ve iktidar arzusu vardı. Ülkücüler ekran yüzü olan ve birkaç süslü cümle ile halk beğenisi elde etmiş her bir kimseyi Bahçeli’ye tercih edecek bir ruh hali içerisindeydiler. İşte Sinan Oğan bu ruh halinin eseri olarak MHP Genel Başkan Adaylığı sürecine dahil olmuştur. Adaylığının her döneminde de kendisini MHP’ye döndüren iradeye yani “plana sadık kalmıştır."
AKŞENER ADAYLIĞINI AÇIKLADI
Akşener 30 Kasım’da İstanbul’da bir hotelde yaptığı basın toplantısında olağanüstü kongre çağrısı yaparak adaylığını açıkladı. Adaylık açıklaması esnasında ilk slogan dönemin MHP Manisa eski İl Başkanı Tamer Akkal tarafından atıldı: “Başbakan Akşener.”
Aslında bu onlarca yıllık bir özlemin ilk defa dışa karşı ifadesi olmuştu ve ülkücüler çok uzun yıllar sonra ilk defa başbakan olacağına inandıkları bir lider adayı bulduklarına inanıyorlardı.
Adaylık konuşmasından sonra gelen “Adaylığınızı açıklayacak mısınız?” şeklindeki soruya Akşener “Ben ve arkadaşlarım omuzlarımıza yükleyeceği sorumluluğu almaya hazırız. MHP’de görev yapan her ülküdaşımızın aday olma hakkı vardır. Bugün adayım diyen arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Hukuki bir tek metin üzerinden imza toplayacağız biz. 22 yıldır aktif politika yapıyorum ben. İşbirliği içinde rekabet derim hep. Önce kendi içimizde bu kavramı hayata geçirebilirsek güzel olur diye düşünüyorum” yanıtını vermişti.
AKŞENER’e KARŞI AYDIN-OĞAN İTTİFAKI
Akşener her ne kadar işbirliği içerisinde rekabet arzusunu ortaya koymuş olsa da Koray Aydın ve Sinan Oğan aynı kanaatte değildi. Onlar için Akşener adeta “aptal bir sarışın”dı. Tabanın ona karşı olan ilgisinden her ikisi de son derece rahatsızdı. O sebeple imza toplama işinin birlikte yapılmasını istiyorlardı. Böylece Akşener’i gölgeleyeceklerini düşünüyorlardı. Akşener cephesinden gelen her ayrı siyasi teşebbüsü muhalefet bölücülüğü olarak değerlendirip yakın gördükleri gazetecilere muhalefette çatlak haberleri yaptırıyorlardı. O günlerde her küçük “MHP muhalefetinde çatlak” haberi delegede rahatsızlık oluşturuyor ve MHP’de imza vermenin kelle vermek olduğunun farkında olan delege haberin kaynakları yerine Akşener’e “Bu işi çöz” diye yükleniyordu. Türk siyasi tarihinde delegeliğin keyfini bu kadar çıkaran bir topluluğa rastlanmamıştır. Delege her duyduğu dedikodunun hesabını Akşener’e soruyor, aramasına dönülmemesi durumunda anında taraf değiştireceği imasını ortaya koyuyordu.
Akşener süreç içerisinde bir delege ile 3 defa telefonda görüştü ve her bir görüşmenin ortalaması 24 dakika civarında sürdü. Akşener o günleri “Bana yapılan insan haklarına aykırı” diyerek hatırlıyordu.
MUHALEFET 547 İMZA İLE KONGREYE GİDİYOR: “MERAL AKŞENER’İ FETÖ DESTEKLİYOR…”
Tüm bu sorunlara rağmen 1 Aralık 2015-15 Ocak 2016’da muhalefet 547 imza topladı. Bu imzaların 427’si Akşener’e 61’i Koray Aydın’a ve 59’u Sinan Oğan’a aitti. Bu sonuçlar öncelikle Koray Aydın açısından esasen tam bir hezimet sayılırdı. Koray Aydın bu sonuçların olağan bir kongrede ne anlama geleceğini gayet iyi biliyordu. Bu sebeple Koray Aydın imzaların teslim edildiği 15 Ocak 2016’dan sonra aslında kongrenin yapılmamasını arzulamaya başlamıştı.
Ancak hatırlı dostları ve mücadele arkadaşları araya girerek Koray Aydın’ı süreçte tutmak için çok büyük gayret gösterdiler. Koray Aydın bu duruma ancak “tarla kongresi” olarak adlandırılan ilk kongreye kadar dayandı.
Kaynak:Yeniçağ
İlginizi Çekebilir